beşiktaş aşkı

last director
'99 yılında ondan bana kalan iki şey vardı. biri ömrümün ilk yedi yılını kapsayan ve beraber geçirdiğimiz o yılların yaşandığı şehir, diğeri ise tuttuğunu bildiğim takım, beşiktaş.

o yüzden sıkı sıkı bağlandım ben de hem o şehre hem beşiktaş'a.

aldığım her formanın arkasına plaka kodunu yapıştırdım, [ybkz]swh[/ybkz], çocukluğumu atlatırken gizlediğim tüm kederlerimi beşiktaş üzerinden atıyordum adeta. gol yediğinde ağlıyor, gol attığında ağlıyordum.

2002-2003 sezonunda bir türkiye kupası maçında, mutfakta küçük televizyonda karıncalı trt'den izlediğim maçta, sonradan oyuna giren ilhan mansız'ın uzaktan attığı o muazzam şutun gol olduğu an... barcelona maçında, "odana git yarın okul var" diyen abime inat, gizli gizli odamın kapısının önünde çömelip kulağımı kapıya dayayarak içerideki televizyon sesini dinlediğim o maçta, ilk gol sonrası kendimi tutamayıp içeriye koştuğum an... 2002 - 2003 sezonunda galatasaray derbisinden sonra evde sevinirken forma elimde zıplaya zıplaya farkında olmadan da atletimi yırttığım o an...

ve

diyarbakır'da saffet sağdan gelen ortaya kayarak yaptığı vuruşla topu ağlarımıza gönderdiği o an... samsunspor maçında oyunlar oynandığı o an... gene bir türkiye kupası maçında yasin sülün ve fazlı'nın seri penaltılarda atışları kaçırdığı o an...

hep ağladım...

sevincime, kederime, hüznüme, mutluluğuma her şeyime ortak ettim beşiktaş'ı...

o formayı giyen, o forma için emek veren herkese bu yüzden saygı duydum, güvendim, inandım...

işte böyle bir şeydi benim için beşiktaş aşkı...
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol