başkanının, yönetiminin, yönetimine aday olacaklarının, topyekün tüm camia ve taraftarının şunu şiar-prensip edinmesi gereken kulüp: "beşiktaş'ı kariyerinde kupa olmayan hoca çalıştıramaz"
beşiktaş'ın çocuğu goygoyu bir, gelecek vaadeden başarıya aç yabancı hoca iki. birincisini birçok kez acı bir şeklde tecrübe ettik. ikincisini ilk kez bilic'le deneyimledik. neredeyse 50 yaşına gelmiş bilic nasıl bu şekilde pazarlanıyor onu da anlamış değilim. ne bileyim kendisiyle aynı yaşta olan deschamps'a bakıyorum; fransa ligi, fransa kupası, şl finali, dünya kupası çeyrek finali, fransa süper kupası. velhasılı bu şekilde pazarlanması kafa bulandırıyor.
fakat beni hayrete düşüren ve sinirlerimi yıpratan başka bir husus var; sergen goygoyu. yukarıda da belirttiğim gibi beşiktaşın çocuğu muhabbetinden neler çektik, yıllarımıza mal oldu. buna rağmen akıllanmamış bir kesim görüyorum. yazık bize. sergen nasıl gelir? lucescu'nun veya favre'nin yardımcısı olarak. onlarla kupa kazanır, kendini geliştirir eyvallah. aksi kabul edilemez.
yeter artık ya. avrupa'da kupa istiyoruz. 100.yıl'dan sonraki en uyumlu, en planlı kadroyu kurmuşuz. eksikleri yok mu, var. fakat en önemli eksiğimiz winner hoca. transfer yapmayın hoca alın. ve tekrar ediyorum: kariyerinde şampiyonluk olan, kupa olan hoca alın.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?