Güçlü, kuvvetli, sağlam anlamına gelen karakaşlı esmer çocuk, Berkin Elvan…
İstanbul gezi parkı olayları sırasında ekmek almaya çıkan ufacık bir yürek. “Anne sen dur, bir şey olursa sen koşamazsın, ben hızlı koşarım” diyen sevgili çocuk. 269 gün sonra 11 Şubat 2014 sabahı saat 07.00’de gözleri hayata yumdu.
Bir hiç uğruna… Hiç derken öyle altında tonlarca laf bulabileceğiniz hiçten. Sebepsizce ölen bir çocuk. Berkin ilk değildi, böyle giderse son da olmayacak. Bu bir savaş değil bir asker şehit olsun, bu bir kavga değil biri yaralansın, bu bir direniş de değil birileri yargılansın. Bu bakkala gitmek için atılan bir adım. Dönüşte ucu kemirilmiş bir lokma ekmek ile sofraya oturan ve sadece ekmeğin ucunu yedi diye annesinden azarı işitecek bir yüreğin eriyip gitmesi. Bu ülkede artık çocuklar ölüyor. Berkin’ler, Ceylan’lar ölüyor. Hayal kurmaya fırsat bile verilmeden çocuklar öldürülüyor. Siyasiler, liderler, askerler, milletin yüz karası vekilleri meclislerde, kulislerde mikrofonu o pis kokan ağızlarının önüne aldıkları her anda bir birilerine köpekler gibi sataşıyor. Ama arka sokakta çocuklar ölüyor. Ağaçlar kesilmesin diye millet ayaklanıyor. Barikatlar kuruluyor, direniş gösteriliyor ama bu ülkede yine çocuklar ölüyor. Futbol maçlarında bir gol uğruna binler ayaklanıyor, kuyruklar bekleniyor saatlerce ve o binlere yüzlerce polis gönderiliyor ama bu ülkede çocuklar ölüyor. Yollar yapılıyor, elektrikler çekiliyor, kömürler dağıtılıyor ama bu ülkede çocuklar ölüyor. Birileri piste çıkıp ötekinin pisliklerini diziyor sıraya ama bu ülkede yine çocuklar ölüyor. Davos’ta racon kesiliyor, Mısır’da gözyaşları dökülüyor ama bu ülkede hala çocuklar ölüyor. Yırtılan ayakkabılarını babalarına söylemeye korkacak kadar ürkek çocuklar ölüyor. Üstünü kirletince annesine ne yalan söyleyeceğini düşünen çocuklar ölüyor.
Seçim vaatlerinin, belediye başkanlıklarının, partilerin, kurumsal bütün var oluşların, silahların, gaz bombalarının, gözlerini kan bürümüş asker ve polislerin olmadığı bir ülke olsun artık.
Atlanmaması gereken en önemli hususlardan biri ise şudur ki; bu ülkede sadece şimdi değil yıllardır çocuklar ölüyor. Bu ölümün ardından bile getirim peşinde koşacak kadar midesiz insanlara itibar edilmemeli. Çünkü acısı gırtlağının orta yerinde duran bir aile daha var bu ufaklığın ardında. İki gün sonra yine seçim otobüslerinin tepesinde şuursuzca oy istenecek, yine naralar atılacak en büyük benim diye. Yine sabah programlarında diyet listeleri dağıtılacak, eline bağlamayı ve mendili alan halaylar çekecek. Akşam olunca en duygusal diziler boy gösterecek televizyon kanallarında…
Suriye’de, Afganistan’da, Irak’ta, Çeçenistan’da Arakan’da ve birçok ülkede de çocuklar öldü. Berkin Elvan’ı bilmeden, hala ideolojisi bile belli olmayan fikirlerin yemi olarak kullanmaya gayret gösterenler var. Yazık, çok yazık…
Ekonomiler çöksün, gayri safi milli hâsıla düşsün, siyasiler, darbeciler gecekondulara gömülsün ama artık dünyanın hiçbir yerinde çocuklar ölmesin.
Bu ülkenin kara kaplı defteri, kanlı pis elleri hiçbir zaman kendisini affettiremeyecek.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?