hiç tanışamadığımız beşiktaşlı kardeşimiz. onu düşünmekten alamıyorum kendimi.
Ah be Berkin…
Keşke bir Beşiktaş maçında attığımız gole sevinirken kucaklaşıp tanışsaydık seninle.
Çocuk bedeninden giden şey 29 kilo değil de Beşiktaş’ın o hep yaşattığı stres yüzünden kemirilen birkaç tırnakla sınırlı olsaydı keşke.
Ah be Berkin…
Devre arasında sen Portekizli olanı överken ben biraz da seni kızdırmak için “Asıl Ronaldo Brezilyalı olandır güzel kardeşim” desem, 100. Yıl kadrosundan bahsederken arkalardan bir ağabey muhabbete Metin-Ali-Feyyaz’lı günlerden bahsederek müdahil olsa, ikimiz de saygıyla dinleseydik.
O ekmek bitmeseydi de maç çıkışında içinde köfte olan ekmeğimizi bölüp paylaşsaydık.
Hani Twitter’da attığın ilk ve tek tweette dökmüşsün ya içini, yaşıtın kız arkadaşına sitem etmişsin ya içten,
Oturup abi-kardeş konuşurduk be Berkin. Hem sana kız mı yoktu.
Affet bizi Berkin. Ekmek almaya çıkıp evine sağ salim dönebileceğin bir hayat sunamadık sana. Kafana isabet etmesi gereken tek şey bir yaşıtının ayarı olmayan ayağının burnuyla dürttüğü plastik bir top olmalıydı, gaz fişeği değil.
Affet bizi ölümsüz kardeşim Berkin.
http://www.fourfourtwo.com.tr/2014/03/11/ah-be-berkin/
ölüm emrini verenlerin allah da tez zamanda belasını versin.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?