tff tarafından 14-15-16 ağustos 2015 tarihinde başlayacağı açıklanan sezon.sezonun ilk yarısı 27 aralık 2015 'te sona erecek.ikinci yarı 16-17-18 ocak 2016' da başlayacak ve 22 mayıs 2016' da bitecek.
tek istediğim vodafone arena'nın ilk iç saha maçımıza yetişmesi,özlemimizi artık tarif etmeye kelimeler yetmiyor.
2015-2016 hasan doğan sezonu
beşiktaş'ımın yeni hoca, yeni sistem ve yeni savunma oyuncularıyla çıkması gereken sezon.
vodafone arena'da olamayacağımız 3. sezon olacak. en iyimser olarak ikinci yarı da oynayabiliriz gibi, orası da kesin değil.
2014-2015 sezonunda galatasaray için verilen emeklerin aynılarının 4. yıldızı alması bakımından fenerbahçe için verilecek olduğu sezon. ayrıca tıpkı 2014-2015 sezonunda olduğu gibi lige bomba gibi giriş yapacak olan beşiktaş için, ilk haftalarda yapacakları "beşiktaş'ı şampiyon yapmak istiyorlar" manipülasyonlarıyla yine bir 16-17 puanımızın çalınacağı sezon olacaktır.
bütün bu yapılanlar göz önüne alındığında bize yumuşak tabiriyle en az 2-3 kg hayaları ve siyasi gücü olan bir başkan lazım. aksi halde, şu anda şerefli ikinciliklerden şerefli üçüncülüklere terfi ettiğimiz gibi ilerleyen yıllarda bu terfi furyası sürecek ve şerefli dördüncülük veya şerefli beşinciliklerden bahsediyor olacağız. bu lige hak, haysiyet, onur gibi kavramlar çok fazladır. onun için artık üstünde şeref yazılı olan formayı duvara asıp, bu oyunu boyalıların oynadığı gibi oynamak durumundayız. sürekli rahmetli seba'nın izinden gittiklerini söyleyen mevcut başkanın, işlerin o yıllardaki gibi yürümediğini bir an önce farketmesi lazım. yoksa üstünde onursal başkanımızın ismi yazan daha çok kupa kaybederiz biz...
düzenleme: düzenin değiştiğini yalnızca mevcut beşiktaş başkanı ve yönetimi değil, taraftarımızın büyük bir kısmının da anlaması lazım gelmektedir. ama karşıt olsalar da, benimle aynı takıma gönül veren insanların fikirlerine şahsi olarak saygı duymaktayım.
bütün bu yapılanlar göz önüne alındığında bize yumuşak tabiriyle en az 2-3 kg hayaları ve siyasi gücü olan bir başkan lazım. aksi halde, şu anda şerefli ikinciliklerden şerefli üçüncülüklere terfi ettiğimiz gibi ilerleyen yıllarda bu terfi furyası sürecek ve şerefli dördüncülük veya şerefli beşinciliklerden bahsediyor olacağız. bu lige hak, haysiyet, onur gibi kavramlar çok fazladır. onun için artık üstünde şeref yazılı olan formayı duvara asıp, bu oyunu boyalıların oynadığı gibi oynamak durumundayız. sürekli rahmetli seba'nın izinden gittiklerini söyleyen mevcut başkanın, işlerin o yıllardaki gibi yürümediğini bir an önce farketmesi lazım. yoksa üstünde onursal başkanımızın ismi yazan daha çok kupa kaybederiz biz...
düzenleme: düzenin değiştiğini yalnızca mevcut beşiktaş başkanı ve yönetimi değil, taraftarımızın büyük bir kısmının da anlaması lazım gelmektedir. ama karşıt olsalar da, benimle aynı takıma gönül veren insanların fikirlerine şahsi olarak saygı duymaktayım.
2014-201 sezonu ile 1985-1986 sezonu arasında ne hakemler, ne federasyon, ne de medya olarak hiç bir şey değişmemiştir.2015-2016 sezonununda da değişmeyecektir. o zamanlar maçlar radyodan verirdi, şimdi LCD televizyonlarda HD izliyoruz, o zamanlar maçlar öğlen oynanırdı şimdi akşam, o zamanlar internet yoktu gazeteler önemliydi, o zamanlar kulüp televizyonları özel radyolar yoktu, trt'de akşam haberleri sonrasında genelde hüseyin başaran'ın sunduğu 5 dakikalık spor bülteni vardı. o zamanlar taraftar kartı yoktu, kulüp piyangoları vardı. o zamanlar localar yoktu, götümüzün altına aldığımız köpükler vardı. o zamanlar tribünler ikiye ayrılırdı, şimdi rakip seyirci alınmaz oldu . o zamanlar biletix yoktu, karaborsa vardı. o zamanlarda galatasaray şike yapar teşvik verirdi, şimdi de yapıyor. o zamanlarda hakemler beşiktaş'ı doğrardı, şimdi de doğruyor, o zamanlar da medya fenerbahçe'yi pompalardı şimdi de pompalıyor, o zamanlarda beşiktaş 3. sınıf takım denirdi arabacılar diye aşağlanırdı, şimdi 2 büyük jargonuyla devam ediyor yalnız arabacılar zaman içersinde tinerciler oldu
yani aslında değişen hiç bir şey olmadı. tabi bir şey hariç, o zaman beşiktaş kendi değerlerini bilir, farkını ortaya koyar, taraftar bunlara sahip çıkar ve rakipler buna gıpta ile bakardı . işte tam o yıllarda doğan ve 2000'li yıllarda tribünlere gelen yeni yetmeler, para ile gözü takım sevgisi falan görmeyen köpeklerin maşası oldu ''ahmet dursun, seba gitsin'' dediler, ''14 sene oldu, senin süren doldu yeter artık seba artık istifa artık istifa ''dediler ve rakiplerine özendiler, yıldız transferler istediler ve müstahak oldukları serdar bilgili züppesi, ile yıldırım demirören gibi medeniyet tarihinin en başarısız başkanı ile yüz yüze kaldılar. şimdi bir şeyler toparlanmaya çalışılıyor ama ok yaydan çıktı artık geri dönüş çok zor.
(vurgula:
Bu kulüp ne zaman öz değerlerine döner, ne zaman samet ayababa'yı, biliç'den aşağı görmez. beşiktaş'lı en büyüktür der. ne zaman franco yerine atınç'a güvenir o zaman toparlanır ve işte o zaman ne hakemlerin, ne federasyonun ne de başka birinin gücü yeter önümüzü kesmeye tıpkı o yıllarda kesemedikleri gibi.)
not: tabi ki endüstriyel futbol geldi düzen değişti, yabancı transferleri artı falan ama tüm bunlar ilke ve kulüp kültürünü değiştirmez. sen renkliler ile transfer yarışı yapamazsın, kendi değerlerini yaratırsın yapmak istersen quaresmalar ile 5. olursun.
yani aslında değişen hiç bir şey olmadı. tabi bir şey hariç, o zaman beşiktaş kendi değerlerini bilir, farkını ortaya koyar, taraftar bunlara sahip çıkar ve rakipler buna gıpta ile bakardı . işte tam o yıllarda doğan ve 2000'li yıllarda tribünlere gelen yeni yetmeler, para ile gözü takım sevgisi falan görmeyen köpeklerin maşası oldu ''ahmet dursun, seba gitsin'' dediler, ''14 sene oldu, senin süren doldu yeter artık seba artık istifa artık istifa ''dediler ve rakiplerine özendiler, yıldız transferler istediler ve müstahak oldukları serdar bilgili züppesi, ile yıldırım demirören gibi medeniyet tarihinin en başarısız başkanı ile yüz yüze kaldılar. şimdi bir şeyler toparlanmaya çalışılıyor ama ok yaydan çıktı artık geri dönüş çok zor.
(vurgula:
Bu kulüp ne zaman öz değerlerine döner, ne zaman samet ayababa'yı, biliç'den aşağı görmez. beşiktaş'lı en büyüktür der. ne zaman franco yerine atınç'a güvenir o zaman toparlanır ve işte o zaman ne hakemlerin, ne federasyonun ne de başka birinin gücü yeter önümüzü kesmeye tıpkı o yıllarda kesemedikleri gibi.)
not: tabi ki endüstriyel futbol geldi düzen değişti, yabancı transferleri artı falan ama tüm bunlar ilke ve kulüp kültürünü değiştirmez. sen renkliler ile transfer yarışı yapamazsın, kendi değerlerini yaratırsın yapmak istersen quaresmalar ile 5. olursun.
önümüzdeki sezonunu resmi adı. tff her sene birinin ismini vererek ilerleyecek sanırım.
9 temmuz 2015 perşembe günü saat 16.00'da fikstürü çekilecek olan sezon.
2014-2015 süleyman seba sezonu'nda olduğu gibi yine mersin idman yurdu deplasmanında başlayacağımız sezon. umalım ki sonu aynı bitmesin.
iddaa'nın şampiyonluk için fenerbahçe'ye 1.90, galatasaray'a 2.30, beşiktaş'a 6.50, trabzonspor'a 12.00, bursaspor'a 15.00, diğer seçeneğine ise 30.00 oran verdiği sezon.
"hasan doğan'a gelene kadar türkiye futboluna hizmet etmiş nice isimler var. neden onlardan biri değil de hasan doğan?" dedirten sezon.
(bkz: vira bismillah)
taraftar sayısı olarak daha ilk haftadan çuvallamış sezon.
--alıntı--
Süper Lig'de bu hafta oynanan 8 maçı toplamda 87 bin 799 kişi izlerken,
Dortmund - Monchengladbach maçını 81.359 seyirci izledi..
--alıntı--
--alıntı--
Süper Lig'de bu hafta oynanan 8 maçı toplamda 87 bin 799 kişi izlerken,
Dortmund - Monchengladbach maçını 81.359 seyirci izledi..
--alıntı--
futbolcu kalitesi olarak yüksek, futbol kalitesi olarak düşük bir sezon olacağını öngördüğüm futbol sezonudur.
sadece 3 büyüklerin değil diğer takımların da futbolcu kalitesi gayet iyi. trabzon'un kadroya bakıyorum şaka gibi. cardozo, marin, constant, ndoye, douglas, mbia gibi kariyerli yabancı futbolcuların yanında mehmet ekici, onur kıvrak, erkan zengin gibi kalbur üstü yerliler var. bursa'da cuenca, josue, dzsudzsak, stoch gibi kariyerli adamlar var. diğer takımlarda; kasımpaşa'da isaksson, donk, eren derdiyok; antalya'da etoo, makoun, mbolhi, guilherme, lazarevic; akhisar'da rodallega, lualua; rize'de itandje, slyvestre, kweuke; kayseri'de mabiala, biseswar, yakubu ayiegbeni, derley; osmanlı'da webo; eskişehir'de gekas; başakşehir'de epureanu, mossoro; sivas'da aatif, boye, cicinho; konya'da marica, sissoko; mersin'de welliton gibi adamlar kariyerleri ile ligin kalitesini yukarılara çekiyor. kaldı ki en az bunlar kadar kaliteli yerli ve yabancı ne futbolcular var. ama futbol kalitesi olarak umut var mı. onu sizin yorumlarınıza ve zamana bırakayım.
sadece 3 büyüklerin değil diğer takımların da futbolcu kalitesi gayet iyi. trabzon'un kadroya bakıyorum şaka gibi. cardozo, marin, constant, ndoye, douglas, mbia gibi kariyerli yabancı futbolcuların yanında mehmet ekici, onur kıvrak, erkan zengin gibi kalbur üstü yerliler var. bursa'da cuenca, josue, dzsudzsak, stoch gibi kariyerli adamlar var. diğer takımlarda; kasımpaşa'da isaksson, donk, eren derdiyok; antalya'da etoo, makoun, mbolhi, guilherme, lazarevic; akhisar'da rodallega, lualua; rize'de itandje, slyvestre, kweuke; kayseri'de mabiala, biseswar, yakubu ayiegbeni, derley; osmanlı'da webo; eskişehir'de gekas; başakşehir'de epureanu, mossoro; sivas'da aatif, boye, cicinho; konya'da marica, sissoko; mersin'de welliton gibi adamlar kariyerleri ile ligin kalitesini yukarılara çekiyor. kaldı ki en az bunlar kadar kaliteli yerli ve yabancı ne futbolcular var. ama futbol kalitesi olarak umut var mı. onu sizin yorumlarınıza ve zamana bırakayım.
6 eylül 2015 yüksekova'da askeri araca saldırı, bir gün sonra ığdır'da 13 polis ve bugün tunceli'de bir polisin daha şehit edilmesiyle birlikte, 4. hafta maçlarının ertelenmesi gerekliydi.
ülke olarak yas ilan edilmesi gereken günler normal akışında devam etmekte.
ülke olarak yas ilan edilmesi gereken günler normal akışında devam etmekte.
galatasaray'ın yine yine yeniden zorla zirveye ortak edilmeye çalışıldığı sezon. önce trabzon ardından başakşehir maçlarında yapılan hakem hataları akıl alır gibi değil. sırf fatih'in talebeleri rezil olup milli maçlarda suratları asılmasın diye ülke futbolunun ebesini s*ktiler arkadaş.
9. haftada şimdiye kadar oynanan 8 maçın sadece 2 tanesi karşılıklı gollerle sonuçlanmıştır. böyle de garip bir sezon.
rize akhisar 0-2
eses kayseri 1-3
paşa bursa 0-1
gençler osmanlı 1-0
antep mersin 1-0
sivas trabzon 0-2
başakşehir konya 4-0
fener cimbom 1-1
iddaa oynayanların dikkatine. düşündürücü bir istatistik. 8 maçta 2 maç kg var. yani %25.
rize akhisar 0-2
eses kayseri 1-3
paşa bursa 0-1
gençler osmanlı 1-0
antep mersin 1-0
sivas trabzon 0-2
başakşehir konya 4-0
fener cimbom 1-1
iddaa oynayanların dikkatine. düşündürücü bir istatistik. 8 maçta 2 maç kg var. yani %25.
10. haftasında çok büyük bir skandal yaşanmış sezondur. daha yalnızca 10. hafta oynanırken çok büyük olaylar olmaktadır.
sezon başından beri facia hakem kararları, yöneticilerin yaptığı skandal açıklamalar derken bir hakem kameralar karşısında özür dileyerek hakemliği bırakmıştı. bunlar yalnızca başlangıçmış.
28 ekim 2015 trabzonspor gaziantepspor maçı sonrası yaşananları açıklayacak bir kelime yok ne yazık ki. evet trabzonspor'un galatasaray maçından beri ciddi hakem hatalarıyla uğraştığı aşikâr. fakat bu hakem hataları sonucunda bir başkanın ibrahim hacıosmanoğlu talimatıyla hakemin stadyumdan çıkışına izin verilmemesi skandaldır. tam 4 saat boyunca o hakemler stadyumda rehin tutulmuş, başkan devlet büyüklerinden gelen telefonları açmamış en sonunda gece 3'te "uğruna öleceği lideri" aramış ve hakemleri serbest bırakmış. yani cumhurbaşkanı olaya el atmasa o hakemlerin başına ne gelecekti hiçbirimiz bilemiyoruz. şükür ki görmedik.
eğer tff bu olaya gereken cezayı vermezse bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olamaz. hangi hakem trabzon'da trabzonlu bir futbolcuya kırmızı kart verebilir? hangisi trabzon aleyhine bir penaltı çalabilir? onu rehin aldılarsa bana ne yaparlar diye düşünmez mi bu insanlar. can güvenliği yok yahu, daha ne olsun! bu yalnızca tff'nin vereceği cezayla sınırlı kalmamalı. bir insanın özgürlüğünü kısıtlamak suçtur. ama bu adam o cezayı alacak mı? göreceğiz.
sezon başından beri facia hakem kararları, yöneticilerin yaptığı skandal açıklamalar derken bir hakem kameralar karşısında özür dileyerek hakemliği bırakmıştı. bunlar yalnızca başlangıçmış.
28 ekim 2015 trabzonspor gaziantepspor maçı sonrası yaşananları açıklayacak bir kelime yok ne yazık ki. evet trabzonspor'un galatasaray maçından beri ciddi hakem hatalarıyla uğraştığı aşikâr. fakat bu hakem hataları sonucunda bir başkanın ibrahim hacıosmanoğlu talimatıyla hakemin stadyumdan çıkışına izin verilmemesi skandaldır. tam 4 saat boyunca o hakemler stadyumda rehin tutulmuş, başkan devlet büyüklerinden gelen telefonları açmamış en sonunda gece 3'te "uğruna öleceği lideri" aramış ve hakemleri serbest bırakmış. yani cumhurbaşkanı olaya el atmasa o hakemlerin başına ne gelecekti hiçbirimiz bilemiyoruz. şükür ki görmedik.
eğer tff bu olaya gereken cezayı vermezse bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olamaz. hangi hakem trabzon'da trabzonlu bir futbolcuya kırmızı kart verebilir? hangisi trabzon aleyhine bir penaltı çalabilir? onu rehin aldılarsa bana ne yaparlar diye düşünmez mi bu insanlar. can güvenliği yok yahu, daha ne olsun! bu yalnızca tff'nin vereceği cezayla sınırlı kalmamalı. bir insanın özgürlüğünü kısıtlamak suçtur. ama bu adam o cezayı alacak mı? göreceğiz.
kimse yazmamış ben yazayım bari beşiktaşın şampiyon olacağı sezon.
ilk yarısı bizim açımızdan başarılı ve güzel geçen sezon. lider kapatmak önemliydi ve daha da önemlisi sezon sonuna kadar mücadeleyi elden bırakmamak.
bu sene o sene olsun mu?
bu sene o sene olsun mu?
ilk yarısını lider kapattığımız sezon. özlemlerimizi giderdiğimiz, takım olduğumuz, gol olup yazdığımız sezon...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?