beynimin içinde yine o huysuz melodiler

oyunbozan
her nota bir çığlık gibi deyiyor kulaklarıma
her kız kulesi gidiş coşkusu
her üsküdar dönüşü yorgunluğu gibi tüm sevinçler.
şehir kalabalık, şehir soğuk, şehir sessiz
gözleri rahatsız eden sahte kuklalar
tanrının elinde ipler bizi yönetiyor
ben kukla değilim
çünkü kendi kendimi öldürebilecek bir cesarete sahibim.
çok yağmurlu bu hafta şehir
dün gibi değil
bu gün gibi yakın
tanrı mutlu yılları benim bundan tam yirmi beş sene önce fısıldadı kulaklarıma
yarın ne yapıyorsun diye sormadı bile
yalnız bıraktı beni
tıpkı kendi gibi
yarınsız bıraktı beni
ve başıma gelecekleri kız kulesinde özür dilerken, ben içerken fısıldadı yine kulaklarıma
çok küçüktüm bugün
sanki dün elimden alınmıştı tüm benimlerim

yastıklara konulamayan fikirlerim var
onun dediği gibi sahibini bilmediğim bir çukuru izlerken uykusuzluklarım var benim
gülüp geçtiğim yalanlarım
aldattığım kadınlarım
gerçekten güldüğüm uzaklarım var benim
bir sese bu denli ihtiyacım olduğunu bilmiyordum
zaten içimde yüzlerce ihtimallerden oluşan fikirler vardı daha öncede söylediğim gibi
bugün dünden daha karanlık
benim adım şehir
şehrin adı istanbul
benim düşüm istanbul
istanbul un istanbul u bulun

23 sene önceydi dediğim gibi
kulağıma iyi ki doğdun dedi
yarınsız bıraktı beni
tıpkı 23 sene sonrası gibi

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol