diyanet işleri başkanlığı

kökünün neden din olup da dinayet olmadığını sorguladığım kurum.

dinayet daha iyiymiş bence.

http://gundem.milliyet.com.tr/diyanet-de-icki-icen-bulamadi/gundem/detay/1731530/default.htm

camide içki içildi yalanını kanıtlayan kurum. hemen sevinmeyin la; yalan olduğunu kanıtlamış.

#293661

kaynağımızı da belirtelim de, götümüzden uydurduk zannedenler okusun.

http://t24.com.tr/haber/diyanetin-butcesi-11-bakanligi-geride-birakti/215871

dev bütçesinin hakkını veremeyen başkanlık. madem dinin parayla pulla işi olmazken bu kadar bütçen var, efektif kullan da işe yarasın. git afrika'yı müslümanlaştır, vatikan'ı rüşvetle içeriden karıştır, israil oyunlarını boz. yap bişeyler.

ayrılan bütçenin artması gereken başkanlıktır. zira namaz çıkışı vatandaştan para toplanmakta. devlet; camilerin fatura, yenileme ve diğer ihtiyaçlarını gidermelidir.

bütçesi için ayrılan para, kul hakkı yemek ile eşdeğerdir. devlet, göt kadar mahallelere 3'er 5'er cami yapmazsa, her camiye görgüsüz gibi devasa ve 4-5 tane minare yapmazsa, yani fuzuli para harcamazsa, hiçbir camide sorun kalmaz. ki zaten yok. cami çıkışı para toplamak da, diyanete bu kadar büyük bütçe ayırmak da kul hakkı. evinde otururken aynı anda birkaç farklı noktadan, senkronize olmayan ezan sesleri duymana sebep olacak kadar cami bolluğu olacak, sonra da bütçe yetersiz diye ağlayacaksın. insanlar aç gezecek, evine ekmek götürecek para bulamayacak, sen caminin masrafları diye ağlayacaksın. komşun açken tok yatmaman gerektiğini söyleyen dinini duymazdan geleceksin. cami de cami diye tutturacaksın. bu din bir tek cami inşa etmeyi mi emretti size? sırf din kılıfına sokulmuş diye, her türlü ahlaksızlığı savunacak noktaya gelmiş insanlar var. diyanet işleri başkanlığı ne bir kere, varlığının ne kadar gerekli olduğunu hiç sorguladın mı? her insanın kendi vicdanıyla arasında olması gereken din, devlet tarafından kurulan bir kurum tarafından idare ediliyor ve biz bunun varlığını sorgulamak yerine bütçesini tartışıyoruz. halbuki esas sorun, varlığı. inancımı yaşayacaksam, okuyacağım kitap belli, yapacağım ibadet belli, hayır işi yapanlara yapacağım yardım belli. sana ne gerek var? cami dediğin, zaten genelde gönüllü bağışlarla yapılır. zira devletin zorunlu tuttuğu bir şey değil, insanların inançları gereği ihtiyaç duyduğu bir şeydir. bu nedenle, kendi aralarında dayanışma ile bu tür ihtiyaçları giderir insanlar. isteyen katkı yapar, istemeyen yapmaz. isteyen evinde yapar ibadetini, isteyen camiye gider. ama senin inanan-inanmayan bütün vatandaşlardan eşşek yüküyle vergi alıp, bu vergilerden en büyük payı bu kuruma vermek gibi bir hakkın yok. ben o parayı, bana hiçbir şekilde geri dönüşü olmayan ve fayda sağlamayan bu kuruma harcayan devlete helal etmiyorum. bir kuruşunu bile.

tahsis edilen 1 milyon tl'lik aracı iade eden kurum. ibret-i alem olsun diye iade etmeleri de ayrıca muamma.
tabi bu araçlar sadece diyanet başkanlığından değil meclisteki gereksiz elemanlardan bile alınmalı. millet baskısını hissetmeseler kılını kıpırdatacak adam yok.

15 temmuz 2016 darbe girişimi sonrası öldürülen "darbecilere" cenaze hizmeti verilmeyeceğini açıklayan kurum. bu arada öldürülenlerin bir çoğunun emir altındaki erler olduğu söyleniyor.

bugünden itibaren hac ve umre ücretlerini tl üzerinden tahsil etmeye karar verdiğini açıklayan kurum.

mehmet görmez büyük resmi gördü