saat 16.00'da, beşiktaş inönü stadyumu'nda oynanacak olan özel maç. portekiz'le oynayacağımız iki özel maçın ilki. gidilebilir aslında.
http://www.fourfourtwo.com.tr/2013/03/19/u20ler-icin-pazar-inonuye/
24 mart 2013 türkiye portekiz u20 maçı
güneşli bir havada dünyanın en harika stadyumunda oynanacak maç. sinir-stres yok, sahada çok özel yetenekler var, giriş ücretsiz...eğer icra takibinde,imralıyla görüşmelerde veya altın gününde değilseniz gidilesi bir maç.
2-1 kazandığımız maç. abdülkerim ve alpaslan öztürk'ün golleriyle ilk yarıyı 2-0 önde tamamladık ama ikinci yarıda futbola dair hiçbir şey yoktu takımda. ilk yarı ise heyecan verici olarak görülebilir. portekizli gençler abilerini aratmıyor,hücumda bu kadar yaratamayıcılıkla ve saçma sapan apaçi saç modelleriyle pekala gelecekte a milli takım forması giyebilirler.
kapalı tribün neredeyse doluydu, hava çok güzeldi. kapalı altta yer alan 'çarşı u20' ekibi can sıktı yalnız. tosunun biri çıkmış sete, maç boyunca olanca ciddiyeti ve azmiyle tüm tribünü yönetmeye kalktı. sen hem 'ayağa kalkmayan yunanlı olsun'' diyeceksin, ardından ''kahrolsun israil, filistin'e özgürlük'' diyeceksin, en sonunda da 'ırkçılık yapanın anasını sikeyim'' diye bağıracaksın. tosunum ırkçılığın sadece siyahilere yapılan bir şey olduğunu sanıyor herhalde.
her neyse, 8 numaralı oyuncumuz, yani belçika'nın germinal beerschot takımında düzenli olarak 11'de oynayan alpaslan öztürk çok etkileyiciydi. biraz fazla artist kendisi, umarım batuhan-emre belözoğlu tandanslı bir şey olmaz, ama onun dışında çok iyi.
ikinci yarıda sinan kurumuş oyuna dahil oldu. top saklaması falan fena değil de, takımın en uçta olması gereken elemanı olarak sürekli orta sahada dolanması kötüydü cidden. bir de maçtan sonra ayakkabıları boynuna bağlayıp çoraplarla yürümesi...
kapalı tribün neredeyse doluydu, hava çok güzeldi. kapalı altta yer alan 'çarşı u20' ekibi can sıktı yalnız. tosunun biri çıkmış sete, maç boyunca olanca ciddiyeti ve azmiyle tüm tribünü yönetmeye kalktı. sen hem 'ayağa kalkmayan yunanlı olsun'' diyeceksin, ardından ''kahrolsun israil, filistin'e özgürlük'' diyeceksin, en sonunda da 'ırkçılık yapanın anasını sikeyim'' diye bağıracaksın. tosunum ırkçılığın sadece siyahilere yapılan bir şey olduğunu sanıyor herhalde.
her neyse, 8 numaralı oyuncumuz, yani belçika'nın germinal beerschot takımında düzenli olarak 11'de oynayan alpaslan öztürk çok etkileyiciydi. biraz fazla artist kendisi, umarım batuhan-emre belözoğlu tandanslı bir şey olmaz, ama onun dışında çok iyi.
ikinci yarıda sinan kurumuş oyuna dahil oldu. top saklaması falan fena değil de, takımın en uçta olması gereken elemanı olarak sürekli orta sahada dolanması kötüydü cidden. bir de maçtan sonra ayakkabıları boynuna bağlayıp çoraplarla yürümesi...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?