viktoria plzen takım kaptanı. 37 yaşında olmasına rağmen halen saha içinde koşarak oynaması( yani durarak oynamaması, yoksa bütün topçular görüntüde koşarak oynuyor), mücadele etmesi ve akıl dolu pasları onu değişilmez kılıyor.
ülkemizde galatasaray'da oynamışlığı mevcut
pavel horvath
ülkemizde oynamamışlığı mevcut müthiş futbol zekasına sahip çek maestro. karel poborsky'e benzetirim kendisini, bir alt modelidir gözümde.
2001/02 sezonunda sporting lizbon'dan geldiği galatasaray'da sadece 3 maç, ki bunların sadece birinde ilk on bir çıkmış ve sadece 115 dakika şans bulabilmiştir. faruk atalay bile daha çok şans bulmuş lan, inanmazsanız bakın;
http://www.mackolik.com/Team/Default.aspx?id=1&season=2001%2F2002
tabi o sezon hagi'nin gitmesi horvath'a kadro yolunu açmadı çünkü sergen yalçın oraların ağasıydı.
bu arada o sezonda galatasaray'ın transfer edip oynatmadığı 2 yabancı daha var, jersson gonzalez ve mbo mpenza. şimdi size bu konuyla ilgili ve bilinçaltının varlığını kanıtlayan ibretlik bir anımı anlatacağım;
ilkokuldayım, o günlerde saatin kronometresini kullanıp oynadığımız bir football managervari oyunumuz var. bir de parmak futbolu var tabi. ama deli oynuyoruz, öyle böyle değil. ben gerçekçilikten yanayım, gerçek oyuncu isimleri ve takımlar kullanmak istiyorum. o yüzden akşam maçı izliyorum ertesi gün okula borussia dortmund kadrosunun yazılı olduğu kağıtla gidiyorum. işte bir gün evde parmak futbolu oynuyorum, dedim bu maçta da galatasaray oynasın. galatasarayda kim oynasın kim oynasın derken tamamen içgüdüsel bir biçimde 'horvat ve mpenza' adlı oyuncuları oynatıyorum. sonradan öğreniyorum ki böyle adamlar var gerçekten. arkadaş, galatasaray maçlarını izlemişliğim de pek yok o sezon, e bu oyuncular zaten oynamamış, nereden aklıma düştü bu ikisi bilmiyorum. kesin bir programda horvatla mpenza niye oynamıyor yea diye muhabbet döndü, benim pelte halindeki beyin de hemen aldı bilgiyi. başka açıklaması olamaz.
ya işte pavel horvath...öyle yani.
2001/02 sezonunda sporting lizbon'dan geldiği galatasaray'da sadece 3 maç, ki bunların sadece birinde ilk on bir çıkmış ve sadece 115 dakika şans bulabilmiştir. faruk atalay bile daha çok şans bulmuş lan, inanmazsanız bakın;
http://www.mackolik.com/Team/Default.aspx?id=1&season=2001%2F2002
tabi o sezon hagi'nin gitmesi horvath'a kadro yolunu açmadı çünkü sergen yalçın oraların ağasıydı.
bu arada o sezonda galatasaray'ın transfer edip oynatmadığı 2 yabancı daha var, jersson gonzalez ve mbo mpenza. şimdi size bu konuyla ilgili ve bilinçaltının varlığını kanıtlayan ibretlik bir anımı anlatacağım;
ilkokuldayım, o günlerde saatin kronometresini kullanıp oynadığımız bir football managervari oyunumuz var. bir de parmak futbolu var tabi. ama deli oynuyoruz, öyle böyle değil. ben gerçekçilikten yanayım, gerçek oyuncu isimleri ve takımlar kullanmak istiyorum. o yüzden akşam maçı izliyorum ertesi gün okula borussia dortmund kadrosunun yazılı olduğu kağıtla gidiyorum. işte bir gün evde parmak futbolu oynuyorum, dedim bu maçta da galatasaray oynasın. galatasarayda kim oynasın kim oynasın derken tamamen içgüdüsel bir biçimde 'horvat ve mpenza' adlı oyuncuları oynatıyorum. sonradan öğreniyorum ki böyle adamlar var gerçekten. arkadaş, galatasaray maçlarını izlemişliğim de pek yok o sezon, e bu oyuncular zaten oynamamış, nereden aklıma düştü bu ikisi bilmiyorum. kesin bir programda horvatla mpenza niye oynamıyor yea diye muhabbet döndü, benim pelte halindeki beyin de hemen aldı bilgiyi. başka açıklaması olamaz.
ya işte pavel horvath...öyle yani.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?
