saat 19.30 civarında başlayan ve halen devam eden çok ciddi bir yangın. henüz kontrol altına alınabilinmiş değil. binanın çatısı çökmüş durumda. yan tarafında bulunan kabataş erkek lisesi'nin yatakhanesine sıçramasından endişe ediliyor. umarım büyük bir facia ile yüz yüze gelmeyiz.
edit: ilk tanımı da yanlış yapmışım sanırım sinirden.
22 ocak 2013 galatasaray üniversitesi yangını
tıpkı haydarpaşa garı gibi faili meçhul bir başka yangın. elbet birileri 'elektrik kontağı şey etmiş' gibisinden kıytırık bir rapor verecek ve güzelim arsaya islami burjuvanın haramzadelerinin ihtiyaçlarına uygun muhteşem bir modern saray yavrusu inşa edilecek, en azından bu noktaya getirilmeye çalışılacak.
koca bir kütüphane kül oldu, böyle bir şey olabilir mi? hakkını arayan sendikalı işçileri kışın ortasında buz gibi tazyikli suyla yerlere çalan devletin güçleri ülkenin en nadide eğitim kurumlarından biri alev alev yanarken eli belinde bekliyor. neden sonra okulu saran alevler çamlıca'dan görünürken[ybkz]swh[/ybkz] denizden müdahale ediliyor. göstermelik müdahalenizi sizin.
iskenderiye kütüphanesinin yakılmasının türkiye'deki eşdeğeridir bu. yiye yiye doymamış parazitlerin ecdat avukatlığı yapacağım diye televizyon dizisine kafayı takıp ecdadın en kıymetli vasiyetlerinden birini göz göre göre yok etmesinin hikayesidir.
yazıklar olsun, aylarca o okulda kurs görmüş, eski dehlizlerinde , bahçesinde , ahşap merdivenlerini gıcırdatmaktan imtina ederek adım atmaya çalışmış biri olarak şu görüntü içimi acıttı;
http://fotogaleri.ntvmsnbc.com/Assets/PhotoGallery/Pictures/0000407710.jpg
ha bir de şu var, evet gerçekten öyleymiş kadircim, aferin;
http://www.posta.com.tr/turkiye/HaberDetay/Topbas--New-York-itfaiyesi-ile-yarisabiliriz.htm?ArticleID=154251%20%20%20%20%20%20%20%20%20%20&Date=18.09.1999
en yakın zamanda restorasyonu için kitleler el ele verecektir, bu arada oldukça yakınında bulunan bahçeşehir üniversitesi de 'gsü'de eğitimin aksamaması için elimizden geleni yapmaya hazırız' açıklaması yapmıştır.
koca bir kütüphane kül oldu, böyle bir şey olabilir mi? hakkını arayan sendikalı işçileri kışın ortasında buz gibi tazyikli suyla yerlere çalan devletin güçleri ülkenin en nadide eğitim kurumlarından biri alev alev yanarken eli belinde bekliyor. neden sonra okulu saran alevler çamlıca'dan görünürken[ybkz]swh[/ybkz] denizden müdahale ediliyor. göstermelik müdahalenizi sizin.
iskenderiye kütüphanesinin yakılmasının türkiye'deki eşdeğeridir bu. yiye yiye doymamış parazitlerin ecdat avukatlığı yapacağım diye televizyon dizisine kafayı takıp ecdadın en kıymetli vasiyetlerinden birini göz göre göre yok etmesinin hikayesidir.
yazıklar olsun, aylarca o okulda kurs görmüş, eski dehlizlerinde , bahçesinde , ahşap merdivenlerini gıcırdatmaktan imtina ederek adım atmaya çalışmış biri olarak şu görüntü içimi acıttı;
http://fotogaleri.ntvmsnbc.com/Assets/PhotoGallery/Pictures/0000407710.jpg
ha bir de şu var, evet gerçekten öyleymiş kadircim, aferin;
http://www.posta.com.tr/turkiye/HaberDetay/Topbas--New-York-itfaiyesi-ile-yarisabiliriz.htm?ArticleID=154251%20%20%20%20%20%20%20%20%20%20&Date=18.09.1999
en yakın zamanda restorasyonu için kitleler el ele verecektir, bu arada oldukça yakınında bulunan bahçeşehir üniversitesi de 'gsü'de eğitimin aksamaması için elimizden geleni yapmaya hazırız' açıklaması yapmıştır.
takımla, renkle, semtle veya herhangi başka bir sikimle özdeşleştirilmesine hatta buna mütakip yangına sevinilmesine anlam veremediğim acı olay.
neymiş adı galatasaraymış, neymiş rengi sarı kırmızı imiş.
aklınızı sikeyim
neymiş adı galatasaraymış, neymiş rengi sarı kırmızı imiş.
aklınızı sikeyim
herkes gibi benim de içimi burkmuştur. ancak beni biraz fazla şaşırttı bu yangın.
hayatımda ikinci kere gittiğim gün yandı okul. sabah 10 sularında bir görüşmem vardı, gittim gerçekleştirdim. okulu gezdim biraz da. okuyan öğrencilere baktım. imrenim yalan değil. boğazın kıyısında köprü manzarasında okuyan şanslı veletleri.
hiç fettan bakışlı bir insan da değilimdir oysa. gözüm falan da kalmadı ama rüyamda bile benim üzerime kalıyordu yangın.
çok geçmiş olsun, umarız ki sonu bir haydarpaşa garı olmaz.
hayatımda ikinci kere gittiğim gün yandı okul. sabah 10 sularında bir görüşmem vardı, gittim gerçekleştirdim. okulu gezdim biraz da. okuyan öğrencilere baktım. imrenim yalan değil. boğazın kıyısında köprü manzarasında okuyan şanslı veletleri.
hiç fettan bakışlı bir insan da değilimdir oysa. gözüm falan da kalmadı ama rüyamda bile benim üzerime kalıyordu yangın.
çok geçmiş olsun, umarız ki sonu bir haydarpaşa garı olmaz.
bu ülkenin acı gerçeklerini tekrar hatırlamamızı sağlayan yangın.
buralarda eğer bir bina yahut bölge göze kestirilmişse orası yakılır. tarihi bir bina olur, orman olur... rant olsun yeter. yangının herkesçe bilinir hale gelmesiyle birlikte, sorumlu kamusal teşkilat önce bir bildiriyle yangın sebebinin öğrenilmeye çalışıldığı bilgisini daha sonra yangının kazara, ne bileyim "aman elimizden 2 varil saf benzin kaydı", "aman tadilat vardı da götümüze süd-kostik kaçtı" gibi 3 yaşındaki çocuğun bile inanmayacağı açıklamalarla kamuoyu bilgilendirilir.
sonrasını zaten toplum kendi kendine halleder. şöyle ki; önce bildiriler arka arkaya gelir. yangın kimle daha yakından alakalıysa o sivil toplum kuruluşu "sorumluların adalet önünde hesap vermesi gerektiği","konunun takipçisi olunacağı" falan gibi beylik cümlelerle insanların gazını alır. medya desen zaten 2 gün bu haberin ekmeğini yer, ardından max. 3 gün içinde konunun yerinde yeller esiyordur bile. zira konunun tartışılması gereken dönemde prime-time'da bir yetenek yarışmasının finali falan vardır.
sonrası derin bir boşluk... herşey unutulur gider ve planlar uygulamaya konur.
hani haydarpaşa garı'nı yedirmiyordunuz hacı, o iş noldu?
buralarda eğer bir bina yahut bölge göze kestirilmişse orası yakılır. tarihi bir bina olur, orman olur... rant olsun yeter. yangının herkesçe bilinir hale gelmesiyle birlikte, sorumlu kamusal teşkilat önce bir bildiriyle yangın sebebinin öğrenilmeye çalışıldığı bilgisini daha sonra yangının kazara, ne bileyim "aman elimizden 2 varil saf benzin kaydı", "aman tadilat vardı da götümüze süd-kostik kaçtı" gibi 3 yaşındaki çocuğun bile inanmayacağı açıklamalarla kamuoyu bilgilendirilir.
sonrasını zaten toplum kendi kendine halleder. şöyle ki; önce bildiriler arka arkaya gelir. yangın kimle daha yakından alakalıysa o sivil toplum kuruluşu "sorumluların adalet önünde hesap vermesi gerektiği","konunun takipçisi olunacağı" falan gibi beylik cümlelerle insanların gazını alır. medya desen zaten 2 gün bu haberin ekmeğini yer, ardından max. 3 gün içinde konunun yerinde yeller esiyordur bile. zira konunun tartışılması gereken dönemde prime-time'da bir yetenek yarışmasının finali falan vardır.
sonrası derin bir boşluk... herşey unutulur gider ve planlar uygulamaya konur.
hani haydarpaşa garı'nı yedirmiyordunuz hacı, o iş noldu?
ilber ortaylı'nın bağışladığı altı bin adet kitabın kül olduğu yangındır.
bir tarih yanmıştır. ormanlarla başladı bu oyun ve kimse bana bir kez olsun iyi niyetli düşün demesin ben beynimin o kısmını kaybettim, topraktan fidana, fidandan ağaca, ağaçtan yangına, yangından otel vs. ne varsa ona dönüşüyor her şey ve kimsenin elinden hiçbir şey gelmiyor.
darısı lisesinin başına... istemiyoruz içinde galatasaray ibaresi olan bir şey eğitim yuvası bile olsa... eksileyin şimdi hadi bakalım...
taraftara hak arayana tanzikli su sıkan devletin polisi müdahale etseydi belki itfaiyeden daha başarılı ourdu dediğim hadise.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?