türkiye saatiyle 21.45'te başlayacak olan, euroleague top 16 beşinci hafta maçımız.
25 ocak 2013 montepaschi siena beşiktaş maçı
hazırlıkları tamamlanan ve takımımızın yarın sabah italya'ya gideceği karşılaşma.
Top16'daki kotu gidisimize bir dur diyebilmek icin mutlaka kazanmamiz gereken karsilasma. Zor bir rakip olsa da diger rakiplere bakildiginda biraz daha kazanabilme ihtimalimizin oldugu mac.
(bkz: saldır beşiktaşım oley)
bir tek dileğim var "saldır ve asla pes etme"
erman kunter'in caja laboral deplasmanına nazaran[ybkz]swh[/ybkz] çok daha iyi bir maç çıkaracağımızı düşündüğü karşılaşmadır.
italyan takımı hakkında çok fazla bir şey söylemeye gerek yok. kadroları ne kadar değişirse değişsin oturmuş bir sistemleri olmasından dolayı her yeni sezona adapte olmakta çok fazla sıkıntı çekmiyorlar. bir saha içi lideri ve onun etrafında bir araya gelmiş uyumlu parçalar var. belli bir yaşa gelmiş ve tempolu oyun yapılarına ayak uyduramayacak david andersen ile maliyeti dolayısıyla bırakmak durumunda kaldıkları bo mccalebb'in yokluğunu pek de hissettikleri söyleyemez. takımda altı sezon asistan koçluk görevini yürttükten sonra simone pianigiani'nin fenerbahçe ülkerin başına geçmesiyle baş antrenörlüğe getirilen (vurgula: luca banchi ) mevcut işleyişi devam ettiriyor.
bu sene saha içi liderleri alman liginden transfer ettikleri abd'li oyun kurucu bobby brown. hiç şüphesiz 2012-2013 sezonunda euroleague'in en heyecan verici oyunucusu. bizdeki en iyi kısa adam savunmacısı olan muratcan güler'in sakatlanması bu açıdan can sıkıcı açıkçası. daniel hackett, david moss, kristjan kangur gibi büyük takımların transfer etmek için yanıp tutuşmadığı ama oturmuş bir takım disiplininde bir araya geldiklerinde oldukça etkili olabilen isimlere sahipler. bizim açımızdan iyi haber son dönemin formda ismi (vurgula: tomas ress) bu karşılaşmada forma giyemeyecek.
şurası bir gerçek ki -hücumdaki sınırlı kapasitemizi de göz önünde bulundurursak- atarak yenebileceğimiz bir takım değil siena. yüksek tempolu oyunlarını frenleyip sert savunmayla yıldırabilirsek maça ortak olma şansımız yüksek.
remzin kara kartallar gibi maniler yen aş; lâyıktır bu vasıflar sana ey şanlı beşiktaş.
italyan takımı hakkında çok fazla bir şey söylemeye gerek yok. kadroları ne kadar değişirse değişsin oturmuş bir sistemleri olmasından dolayı her yeni sezona adapte olmakta çok fazla sıkıntı çekmiyorlar. bir saha içi lideri ve onun etrafında bir araya gelmiş uyumlu parçalar var. belli bir yaşa gelmiş ve tempolu oyun yapılarına ayak uyduramayacak david andersen ile maliyeti dolayısıyla bırakmak durumunda kaldıkları bo mccalebb'in yokluğunu pek de hissettikleri söyleyemez. takımda altı sezon asistan koçluk görevini yürttükten sonra simone pianigiani'nin fenerbahçe ülkerin başına geçmesiyle baş antrenörlüğe getirilen (vurgula: luca banchi ) mevcut işleyişi devam ettiriyor.
bu sene saha içi liderleri alman liginden transfer ettikleri abd'li oyun kurucu bobby brown. hiç şüphesiz 2012-2013 sezonunda euroleague'in en heyecan verici oyunucusu. bizdeki en iyi kısa adam savunmacısı olan muratcan güler'in sakatlanması bu açıdan can sıkıcı açıkçası. daniel hackett, david moss, kristjan kangur gibi büyük takımların transfer etmek için yanıp tutuşmadığı ama oturmuş bir takım disiplininde bir araya geldiklerinde oldukça etkili olabilen isimlere sahipler. bizim açımızdan iyi haber son dönemin formda ismi (vurgula: tomas ress) bu karşılaşmada forma giyemeyecek.
şurası bir gerçek ki -hücumdaki sınırlı kapasitemizi de göz önünde bulundurursak- atarak yenebileceğimiz bir takım değil siena. yüksek tempolu oyunlarını frenleyip sert savunmayla yıldırabilirsek maça ortak olma şansımız yüksek.
remzin kara kartallar gibi maniler yen aş; lâyıktır bu vasıflar sana ey şanlı beşiktaş.
(bkz: saldır beşiktaşım oley)
her zamankinin aksine bugün zayıf kaldığımız savunmaya basit top kayıpları, sıfıra yakın skor üretkenliği de eklenince ilk periyodu 22-13 geride kapattık.
üçüncü çeyreğe harika başladık. haydi çocuklar.
öne geçtik. bravo çocuklar bravo be.
markotaaaaaaaa. 45-43 önde kapattık üçüncü çeyreği. helal olsun azminize, mücadelenize.
ne kadar cenabet olduğumu göstereren maçtır. ne zaman önde olduğumuz basket maçlarını açıp izlesem yeniliyoruz arkadaş
hakemin orospu çocuğu olduğu maçtır...
gasper vidmar'a yapılan çok açık faul en kritik anda çalınmıyor. utanmaz herifler.
siena'ya kendi evinde müthiş bir mücadeleyle ecel terleri döktürmemize rağmen hakemin de devreye girmesiyle 63-57 kaybettirildiğimiz müsabakadır. tebrikler erman kunter. tebrikler çocuklar.
resmen yazık olmuştur. gitti diye bakılan bir maç, nefis bir 3. çeyrek ve 11-0'lık seri... ardından hücumda kötü oynanan bir 4. çeyrek ve üstüne en kritik anda vuku bulan hakem hatasıyla bu kadar emek biraz ucuza gitti diyebilirim.
bu takım çok iyi savunma yapıyor. siena'yı kendi evinde 60 sayılarda tutmak hakikaten çok kolay iş değil. ama işte hücum oyunlarımızı zenginleştirmemiz gerekiyor artık. zavallı gasper vidmar'ın sırtında bir sezon geçirdik nerdeyse, ki sezon sonunda o da olmayacak kuvvetle muhtemel.
hep söylüyorum, bir daha söyleyeceğim; şutör bir guard lazım bu takıma.
bu takım çok iyi savunma yapıyor. siena'yı kendi evinde 60 sayılarda tutmak hakikaten çok kolay iş değil. ama işte hücum oyunlarımızı zenginleştirmemiz gerekiyor artık. zavallı gasper vidmar'ın sırtında bir sezon geçirdik nerdeyse, ki sezon sonunda o da olmayacak kuvvetle muhtemel.
hep söylüyorum, bir daha söyleyeceğim; şutör bir guard lazım bu takıma.
"hakem" denen mahlukların basketbol ya da futbol ayırt etmeksizin her branşta beşiktaş'ı katletmesini izlediğimiz bir karşılaşma daha oldu.
Futbolda olduğu gibi basketbolda da hakemler karşımızda ne yazık ki.
can akın'ın sacmalıkları ve ewing'in korkaklıgı yüzünden kaybettigimiz bir mac daha. her mac 2 kisi cıkıp maci tepside karsı takıma sunmayı adet edinmis.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?