Dönüp,arkasına baktı adam. Uzun ve soğuk geceler geride kalmıştı. Uzun bir ova tüm yeşil gövdesiyle ve utanmaz ağızlı köyleriyle arkasında kalıyordu.Hüzünlenmedi ama sadece manzaraya yakışsın diye,hüzünlenmiş taklidi yaptı. Oysa ki içindeki sevinç o an başka bir zamanda, yerde para bulan çocuğun sevinciyle kafa kafaya gidiyordu. Adımlarını kayalıklara doğru atarken, arkasında bıraktıklarını unutmaya çalıştı. Bazıları hatıraydı, bazıları ses ve koskoca bir hiçlik.
Arkada kalan yemyeşil bir ova, yemyeşil bir hiçlik.Uzakta şehirlerin sesi,özlem gidermeye gelen çantalı prenslerin yolunda ilerleyen garip bir yolcu.Otobüs biletine parası yetmeyen fakir prens. Yürürken tabanları sallıyordu taşları ve bir özlem ayaklanmış geliyordu,arkasında yemyeşil bir hiçlik.
Güneş doğardı elbet ama nerede,ne zaman kim bilirdi?
istenilen yere giderdi insan ama neyle,nasıl,ne zaman kim bilir?
Gitmek kolaydı da, arkada bırakılanlarla da yaşanmıyordu.Yaşatmıyordu hiç bir hatıra insanı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?