kosova

dingoc
17 şubat 2008de kurulan balkan ülkesi.

PRişTiNA
---------------alıntı---------------
Kosova'nın başkenti Priştina'ya Pegasus ile uçuyoruz. Havaalanı oldukça küçük,Erzincan Havaalanı'nın genişletilmeden önceki halini andırıyor. Pasaport kontrolünde Türk olduğumuzu gören görevli Türkçe konuşuyor; ''Can,ilk kez Kosova?'' Panolarda Kosova'ya yatırımı teşvik eden ingilizce mesajlar bulunuyor. Arabayla otelimize varana kadar gördüklerimiz pek iç açıcı değil. Yeni kurulan ve henüz 80 küsur ülke tarafından tanınan Kosova'nın başkenti Düzce,Sakarya gibi şehirlerin taşralarını andırıyor.
ülkede geçerli olan para birimi euro,Kosova dünya üzerinde Amerika'yı en çok seven ülke olabilir, bir meydanda Bill Clinton'un heykeli ve bir apartmanın dış yüzeyinde büyük bir posteri var. Sırplardan bağımsızlıklarını veren Amerika'yı çok seviyor olmalılar.
Priştina'da bulunan Sultan Murat türbesini ziyaret ediyoruz.Kosova savaşı'nda Sırp Miloş Obilic tarafından öldürülen Sultanın iç organlarının bulunduğu türbe burası. Ayrıca Buhara'dan Kosova'ya getirilmiş ve kuşaklardır türbenin bakımını üstlenmiş Türbedar ailesinin üyelerinin mezarları da burada.Her yıl 10 Ağustos'ta Sultan Murat anılıyor, aşırı milliyetçi Sırplar ise kendi bölgelerinde her 25 Temmuz'da bu olayı kutluyorlar. Yenilgiye rağmen Sultan'ın ölümünü kutlayıp bunla övünmeleri oldukça tuhaf, zaten Sırpların başına ne geldiyse bu fevrilikleri ve geçmişte yaşamalarından gelmiştir. Hala her yere 1389 yazıp bu olayla övünürken ellerinden Kosova ve Karadağ'ın gitmesi buna güzel bir örnek.
Biz türbeyi mihmandar eşliğinde gezerken 'Kimse Yok Mu Derneği'nden bir grup da orada, lakin hareketleri oldukça lakayt. Temsili oturma odasındaki sofalara yayılıp oturmaları, yeniçeri modellerinin bulunduğu camekanı açmaya kalkıp rehberden fırça yemelerine rağmen pişkinlikleri can sıkıyor. Biz oradan ayrılırken birisi çevre Bakanı Veysel Eroğlu'nun o gün türbeyi ziyaret edeceğini söylüyor, bir diğeri hemen Veysel Eroğlu'nun aldığı ödüllerden, onun sayesinde ormanların arttığından falan söz ediyor. içimden geçiriyorum; 'Lan bu Veysel Eroğlu Allianoi ve Hasankeyf'i su altında bırakan, 'Tarkan işine baksın' diyen bakan değil mi? Hani antik kalıntılara çanak çömlek deyip geçen?' Sahiden şakirtlerin kafası bambaşka çalışıyor.
Akşam saatlerinde bir 'Burektore'ye rastlıyoruz. Neredeyse tüm Balkan ülkelerinde ortak olan 'Börekçi' yani. 70 cent karşılığında oldukça doyurucu miktardaki böreği yiyoruz,akşamı pansiyonda ediyoruz.
Sabah otelde çalışan Boşnak asıllı Hana'nın hazırladığı kahvaltı için masaya oturuyoruz. Hana'nın en büyüğü 30 yaşında olmak üzere 5 çocuğu var, o ingilizce ve Türkçe bilmiyor, biz de Boşnakça ama bir şekilde anlaşıyoruz. Kendisi çalıştığı bu otelden ayda 200 euro kazandığını, doktor olan eşinin ise 300 euro kazandığını söylüyor. 'Kosova,catastrophe.' diyor. Gerçekten de katastrof.insanın aklına Türkiye'de kıldan tüyden hiç hakketmediği paraları kazanan, ünlü olan, haybeye zenginler geliyor. Bunun sonu servet düşmanlığı, karamsarlığı bırakmak lazım.

PRiZREN
Prizren,Kosova'nın güneyinde bulunan bir şehir. Başkent Priştina'ya göre çok daha iyi durumda. şehirdeki Osmanlı mirası oldukça canlı. Camiler,köprüler sağlam, öte yandan genç ağırlıklı nüfus sokaklarda eğleniyor, inanılmaz bir kalabalık var, sokaklarda hep gençler bulunuyor. Yemek için Sofra isimli bir lokantaya giriyoruz. Mekanın işletmecileri Boşnak Türkleri. 'iftardan önce yemek veremem, kusura bakmayın' diyor, neyse ki iftara 20 dakika var.Uzun lafın kısası,oldukça doyurucu köfteleri yiyip kalkıyoruz.
Ertesi gün yolculuk var, yolluk almak lazım. Yine bir Burektore'ye giriyoruz. Biri 16-17 yaşlarında, diğeri 30'larında iki kişi var,ancak ikisi de Türkçe ve ingilizce bilmiyor, bir şekilde 2 peynirli, 1 kıymalı, 1 ıspanaklı börek siparişi veriyoruz, kıymalı börek sayesinde kendilerinin Müslüman Arnavutlar olduğunu öğreniyoruz. Genç olanın adı Reşat, diğerininki Rahim. Müslüman ve Türk olduğumuzu öğrenince çok seviniyorlar.
Prizren'de hediyelik dükkanlarında hep Arnavut bayraklı eşyalar satılıyor. Bunun sebebi Sırplara karşı savaşıp Kosova'yı savunan Arnavut UçK örgütü. Ushtria çlirimtare e Kosoves, yani Kosova Arnavut Kurtuluş örgütü'nün önde gelenlerinin resimlerinin bulunduğu hediyelik eşyalar satılıyor. Prizren sokaklarında UçK liderlerinin heykellerinin bulunduğu birçok köşe var.
Gece gece kayboluyoruz Prizren'in merkezden uzak kısmında. Yolda bisikletiyle ilerleyen sakallı,yaşlı bir amca var. çok az Türkçe biliyor. istanbul,Aksaray'da akrabaları olduğunu,Boşnak olduğunu anlatıyor, yolu tarif ediyor. 'Taksi yok, taksi olsa para problem değil' gibisinden konuşuyor hatta cüzdanından biraz para çıkarıyor, taksi gelse paramızı vermeye kalkacak denli iyi yürekli. Priştina'da Hana'dan duyduğumuz cümleyi tekrarlıyor o da 'Kosova,katastrof.' Gençler durumun pek farkında olmasalar da Kosova'nın felaketi bel büküyor. Gecenin karanlığında Boşnak amcanın da yardımlarıyla yerimizi buluyoruz.
Sabah Makedonya'ya yolculuk.
---------------alıntı---------------

(bkz: forzaquila)
anonymous
17 şubat 2008 de bağımsızlığını tek taraflı ilan eden ve bu sebeple bazı ülkelerin bağımsızlığını tanımadığı ülke.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol