çocukluk dönemi sanrıları

cengizselcuk
çocukların zeka gelişimlerini tam olarak tamamlayamamalarından ziyade büyüklerinde güncel olarak olmayan birşeye inanmaları şeklinde özetlenebilir.

mesela ben küçükken hep su tesisatçısı olmak istemiştim. çünkü tanıdığım bir su tesisatçısının adı kahraman dı. kahraman abi o sıralar meşhur oyun olan super mario nun karakteriydi ve prensesi kurtarabilirdi.

eğer bende su tesisatçısı olursam bir prenses olabilir kahraman olabilirdim. buradan hareketle kahraman abinin yanında çıraklığa başladım.

gerisini ne siz sorun ne ben söyleyim ...
cengizselcuk
---------------alıntı---------------
ateisti ataist anlayıp atadan dolayı atatürkçü gibi bir şey zannediyordum.
***
aşkın nur yenge ve hande atateyze diye akrabalarımız var diye düşünürdüm.malmışım galiba
***
evlatlık olduğunu düşünmek ve bunun için yeter sayıda kanıta sahip olmak

- annenin hamileliğine dair hiçbir fotoğrafın olmaması (o zamanlar lükstü o yavrum, par mı vardı?)

- evde doğduğunun söylenmesi, hastane kaydının olmaması (aa delinin zoruna bak, hastaneden korkuyordum ben -bunu söyleyen anne kişisi hemşire bu arada-)

- ilk fotoğraflarınızdan birinin on-on beş günlükken bir ağacın altında olması ve babanın bunu göstererek her seferinde biz seni ağaç altında bulduk diyecek psikopat bir şaka anlayışının olması (korkutma çocuğu!)

- uzun boylu sarışın bir anne ve kısa boylu renkli gözlü bir babadan kısa boy ve koyu renk gözlüklerle vücuda gelmek (ne var canım, genetik işte -he bendeki de bedevi şansı?- )

şimdilik bu kadar

ama bir saniye yoksa?!
---------------alıntı---------------
2003ünbeşiktaşı
akıllı bir çocuktum, daha övünmek istemiyorum ama üstün zekalıydım. fakat nasıl olduysa 8-9 yaşıma kadar şuna inandım:

hani bebeklerin doğduktan sonra konulduğu tüpler olur ya -adı dilimin ucunda- işte onları bebek değil de, bir nevi bebek taslakları olması ve anne babaların oradaki bebeklerin birini seçip[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] çocuk yapınca o taslağın gerçeğe dönüşmesi.

evet zeki olduğum kadar da ilginçtim.
saniyede yirmidört kare
çocukken, henüz dünyanın her öğesinin ne işe yaradığı bilinmediğinden kafadan uydurulan şeylerdir.

-ezanı allah'ın okuduğunu sanmak. her camiden ezan duyunca, allah'ın birçok kopyasının olduğunu, hepsinin tek tek camilere gidip ezan okuduğunu düşünmek.
-uçakların tıpkı bir kukla gibi, allah'ın tuttuğu bir iple uçurulduğunu sanmak.
-dağların sadece bir karton olduğunu, o kartonun arkasında da askerlerin saklandığını sanmak.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol