13 haziran 1982 eskişehirspor beşiktaş maçı

gidiyorum bu
kazandığı takdirde (vurgula: beşiktaş)'ın 14 yıllık bir bekleyişten sonra şampiyonluğunu ilan edeceği, (vurgula: eskişehirspor)'un kazanması durumunda ise ligde kalacağı seksen dakikalık cehennem senfonisi. yaşı kemale ermiş beşiktaş taraftarlarının hafızalarından asla silinmeyecek bir karşılaşmadır. rivayete göre maç sonu beşiktaş camiasını vücuda getiren her bireyin gözünden süzülen yaşlarla istanbul beş sene su sıkıntısı çekmemiştir.

1981-1982 sezonu... dönemin beşiktaş başkanı merhum mehmet üstünkaya ile teknik direktörlük görevine getirdiği dorde miliç arasındaki diyalogla başlamıştır her şey.

- merhaba miliç
- te be benden de merhaba baaaşkan efendı.
- bir şampiyonluk varmış. tertemiz yaparmıış. mis gibi kokarmış. hiç göz yakmazmış. transferse transfer. paraysa para. dile benden ne dilersen yiğidim.
- gençler ateş gibi be yaaa. sadece ali kemal'i isterım bizzat.
- tamamdır müdür.

(vurgula: trabzonspor)'da efsaneleşen, sonrasında (vurgula: fenerbahçe)'ye transfer olup aradığı ortamı bulamayan ali kemal denizci beşiktaş'a transfer olur ve şampiyonluk umutları 14. kez başa sarılır. trabzonspor ile amansız bir şampiyonluk rekabetine girişilir. 33. haftaya gelindiğinde 41 puanlı beşiktaş 40 puanlı trabzonspor ile evinde oynayacaktır. herkes nefeslerini tutmuş bu maçı beklemekte, elde edilecek bir galibiyet ile işi son haftaya bırakmadan şampiyonluk türküleri söylemeyi hayal etmektedir. ancak maç golsüz berabere biter. dolayısıyla ligin düğümü (en sevdiğim belirtili isim tamlaması budur) son hafta çözülecektir. 1982 yılı itibariyle henüz özel televizyonlar, haliyle izdivaç programları, ufuk açıcı yarışmalar, sürükleyici yerli diziler ve über alles (vurgula: cnbc-e) yapımları olmadığından o hafta geçmek bilmez. 34. hafta (vurgula: trabzonspor) evinde (vurgula: adanaspor)'u ağırlarken (bu sözcüğe de oldum olası takık vaziyetteyim arkadaş. ağırlamak ne lan? sanırsın rakip, ceza alanına girmeden buyur edip kolonya ile badem şekeri tutuyorlar.); (vurgula: beşiktaş), ikinci yarı topladığı puanlarla kümede kalma şansını kendisiyle oynayacağı son maça bırakan (vurgula: eskişehirspor) ile deplasmanda karşılaşacaktır.

ortam son derece gergindir. maça üç gün kala tesislerdeki odasında (vurgula: trt ankara radyosu)'nun hazırladığı (vurgula: türk halk müziği bir solist ) programında (vurgula: bedia akatürk)'ten "(vurgula: kütahya'nın pınarları)" isimli türküyü dinleyen (vurgula: dorde miliç), tüm takımı toplayarak "yürüyün susaklar kütahya'ya kampa gidiyoruz." şeklindeki tarihi ültimatomunu verir. ve (vurgula: beşiktaş) kütahya'da kampa girer.

tüm bunlar olurken beşiktaş taraftarı da sefer hazırlıklarına başlar. trenle (vurgula: eskişehir)'e gidilecek ve taraftarlar (vurgula: porsuk nehri)'nden (vurgula: eskişehir atatürk stadı)'na üzerine yağ dökülen kızaklarla kaydırılarak indirilecektir. sıcağı soğuk üfleyen kaşkollar üretilmiş; (vurgula: hindistan)'dan getirilen yazın terletmeyecek ipekli dokumalarla formalar dikilmiştir. 13 haziran sabahı (vurgula: haydarpaşa garı) şenlik alanı gibidir. insanlar içinde siyah ile beyazı barındıran ne varsa üzerlerine geçirmişler, toplu halde sırasıyla; (vurgula: artvin), (vurgula: aydın), (vurgula: diyarbakır), (vurgula: erzurum) ve (vurgula: kafkas) yöresinden oyunlar sergileyerek vagonlara dolmuşlardır. izmit'te mola vererek pişmaniye almayı da ihmal etmemişlerdir. buna karşılık elbette (vurgula: eskişehirspor) taraftarı da boş durmaz. o dönemlerde moda olan maç öncesi stadın dışında sabahlama aktivitesine girişirler. kendileri için de son derece önem arzeden bu maç için gerekli makarna, yeşil mercimek ve çiğ börek stoklamalarını yapmışlardır. maç saati yaklaşmakta, televizyonları başında karşılaşmayı takip edecek olanlar (vurgula: hikmet şimşek ile pazar konseri ) programını izleyerek kafalarını dağıtmaktadır. maçı o zamanlar henüz toy bir spiker olan ümit aktan anlatacaktır.

derken maç saati gelir çatar. on beş bin (vurgula: eskişehirspor) taraftarına karşılık üç bin (vurgula: beşiktaş) taraftarı tribünlerdeki yerlerini alırlar. maçın hakemi (vurgula: metin tokat)'ın babası (vurgula: talat tokat), maçın gözlemcisi ise ahmet çakar'ın babası (vurgula: mustafa çakar)dır. 32. dakikada necdet ergün'ün pasını ziya doğan'ın gole çevirmesi ile (vurgula: beşiktaş) öne geçer. (vurgula: beşiktaş)'lı babalar oğullarını havaya atıp tutarak sevinçlerini katlarken, güzide kalecimiz adem ibrahimoğlu olduğu yerde sıçradıktan sonra koruduğu kalenin üst direğine vurarak bu mutluluğu yaşamayı tercih edince elini sakatlayıp oyundan çıkmak durumunda kalır ve yerini -kaderin bir cilvesi diyelim- doğma/büyüme eskişehir'li olan tecrübeli rasim kara'ya bırakır.

ilk yarı (vurgula: beşiktaş)'ın üstünlüğü ile sona erdikten sonra ikinci yarının başlamasıyla birlikte ataklarını sıklaştıran (vurgula: eskişehirspor), 51. dakikada ilerleyen dönemlerde (vurgula: fenerbahçe) formasını da terletecek olan (vurgula: zafer tüzün)'ün attığı golle beraberliği yakalar. otuz küsür derece sıcaklıkta buz keser beşiktaşlı. miliç'in rengi atar. rasim etrafına bakar. samet'in aklına kardeşi adnan gelir. santranın yapılmasıyla saldırır (vurgula: beşiktaş). 76. dakikada ali kemal denizci'nin pası ile hareketlenen ziya doğan kaleciyi çalımlayıp topu (vurgula: eskişehirspor) filelerine gönderdiğinde türkiye'nin muhtelif yerlerinden yükselen "goooooool" nidaları dış temsilciliklerden işitilir. (vurgula: eskişehirspor)'lu futbolcuların yan hakeme yaptıkları "ofsayt" itirazı durumu değiştirmez

ve o dakikadan sonra futbolun büyüsü biter. eskişehirspor'lu futbolcuların tamamen sakatlama amaçlı salladıkları tekmeler konuşur. ilk hedef iki gol atan ziya doğandır. (vurgula: eskişehirspor)'lu bir futbolcu önüne düşen topla o an saldırıya maruz kalıp yere kapaklanan ziya'nın kafasına doğru vurur. olaylar bununla da bitmez. oyunun durması ile birlikte (vurgula: eskişehirspor)'un masörü sahaya dalarak önüne gelen (vurgula: beşiktaş)'lı futbolcuya yumruk sallamaya başlar. tribünlerden fırlatılan taşlar da cabası. (vurgula: talat tokat ) güçlükle oyunu yeniden başlatır. bu seferki hedef rıza çalımbay olarak belirlenir. topla ilerleyen rıza'ya arkadan bir tekme vurulur. sonraki yıllarda (vurgula: fenerbahçe) forması giyecek ve futbolu bıraktıktan sonra todor veselinovic'in yardımcılığını üstlenecek olan (vurgula: eskişehirspor)'lu (vurgula: ömer kaner) yere yığılan rıza'nın saçlarından tutup çekerek kaldırmaya çalışır ki o an tüm (vurgula: beşiktaş)'lı taraftarların içi cız eder, zira elleri koları bağlıdır. aksiyon son hız devam etmektedir. (vurgula: eskişehir) tribünlerinden atılan bir taş ile yan hakem'in kafası kana bulanır. hakem üçlüsü soyunma odası merdivenlerine doğru yönelirken, (vurgula: eskişehirspor)'lu yöneticilerden birisi (vurgula: talat tokat)'ı yumruklar. güç bela soyunma odasına inen hakemler maçı tatil etme kararı alır. yarım saat sonra maçın tatil edildiği haberi gelir. artık yer-gök siyah beyazdır. beşiktaş'lı futbolcular kendi yarı sahalarında birbirlerine gözyaşları içinde sarılarak şampiyonluklarını kutlarken, diğer yarısı sahada eskişehirspor'lular ağlamaktadırlar. mağlubiyeti çirkin bir nefrete dönüştürmeleri kendilerine pahalıya patlamıştır. tribünleri terketmemekte direnen ev sahibi taraftarlar kolluk güçleri sayesinde tahliye edilirken; (vurgula: beşiktaş) takımı ve taraftarı saatlerce stadta mahsur kalmışlardır. ama kimsenin umrunda değildir. (vurgula: trt) ekranlarında yanıp sönen "(vurgula: şampiyon beşiktaş)" yazısı her şeyin üstüne bir çizgi çekmeye yetmiştir bile. dönüş yolunda her mola verilen yerde o bölgedeki (vurgula: beşiktaş)'lılar takımı otobüsten indirerek "(vurgula: şen ola kartal şen ola)" ezgileri eşliğinde halaya davet etmişlerdir.

13 haziran'da bir takımın makus talihi sonlandırılmıştır (vurgula: eskişehir)'de. 13 haziran'da "beşiktaş mücadeledir" mottosu kazınmıştır belleklere. 13 haziran 1982 kan, gözyaşı ve acının şampiyonlukla taçlandığı tarihtir.

efendim? ricardo quaresma mı dediniz? kodlayarak söyleyin, anlamıyorum.
blackeagle1903
beşiktaş'ın 15 sene aradan sonra gelen şampiyonluk öncesi son maç. o zamanlar yaşamadım ama dedemden duyduklarıma göre beşiktaş'ın beşiktaş olduğu seneler. paranın değil şerefin konuşulduğu zamanlar. beşiktaş'ın çocuğuyum deyip kimsenin ihanet etmediği zamanlar.
gidiyorum bu
sonunda görüntülerine ulaşabildiğim destan. hangi şartlarda şampiyonluk kazanıldığının ibretlik vesikasıdır. unutma, unutturma.

http://vimeo.com/76007851

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol