televizyon ekranlarına gelmiş en iyi dizilerden biri.imdb'de 9.7 puan alması zaten bunu kanıtlar nitelikte.
the wire
dizide ikinci sezon ikinci bölüm.
limanda bir konteynırın içinde 13 ölü kız bulunur. bunu taşıyan geminin kaptanının türk olduğu anlaşılır.
kadınları kaçıran adam, kaptını sorgularken yaşananlar.
adam (türk) ingilizce bilmiyor. sorgulayan kişi üsteleyince, tam anlayamadım ama sanırım arapça bir şeyler söylüyor.
sonra sorgulayan kişi adamın kolundaki ay yıldızı görüyor. türk olduğuna emin oluyor.
-endişelenme yurtsever. türklerle bir derdim yok. orası eski dünya, burası yeni.
bunlar ilk söyledikleri.
türkün adı sam imiş. kızları hava alsınlar falan diye çıkartmışlar,
türk burda bir iş imkanı görmüş. kızlardan birisi ölmüş. şahit oldular diye diğerlerini de öldürmüşler falan.
sonra türk burda tekrar kendi dilinde birşeyler söylüyor ama türkçe olmadığına eminim. türkün boğazını kesiyorlar.
akabinde gerçekleşen muhabbet:
-ayakkabılarına dikkat et.
-lanet türk. koyun gibi kanı aktı.
sonra sorgulayan kişi, parmak izi kalmasın, yüzünüde yok edin deyip gidiyor.
şunu söylemek istiyorum ki, dizide daha önce de ırk konu edilmiştir ama bu kadar aşağılama görmedim.
üstelik türkün türkçe konuşmamasını da iğrenç bir saptırma olarak görüyorum. amerikalıların birçoğunun türkiye
hakkında pek bir şey bilmediği biliyoruz. hatta hala fes takıp deveye bindiğimizi sananlar var. cahil bir toplum
olduğu da bir gerçek. fakat dizinin yapımcılarının bunu kasten yaptıklarını düşünüyorum. diziyi izlemeye başlamadan
hakkında yapılan birçok yorum okudum ama bu sahneler hakkında kimsenin bahsettiğini hatırlamıyorum. bu da başka bir üzücü durumdur.
limanda bir konteynırın içinde 13 ölü kız bulunur. bunu taşıyan geminin kaptanının türk olduğu anlaşılır.
kadınları kaçıran adam, kaptını sorgularken yaşananlar.
adam (türk) ingilizce bilmiyor. sorgulayan kişi üsteleyince, tam anlayamadım ama sanırım arapça bir şeyler söylüyor.
sonra sorgulayan kişi adamın kolundaki ay yıldızı görüyor. türk olduğuna emin oluyor.
-endişelenme yurtsever. türklerle bir derdim yok. orası eski dünya, burası yeni.
bunlar ilk söyledikleri.
türkün adı sam imiş. kızları hava alsınlar falan diye çıkartmışlar,
türk burda bir iş imkanı görmüş. kızlardan birisi ölmüş. şahit oldular diye diğerlerini de öldürmüşler falan.
sonra türk burda tekrar kendi dilinde birşeyler söylüyor ama türkçe olmadığına eminim. türkün boğazını kesiyorlar.
akabinde gerçekleşen muhabbet:
-ayakkabılarına dikkat et.
-lanet türk. koyun gibi kanı aktı.
sonra sorgulayan kişi, parmak izi kalmasın, yüzünüde yok edin deyip gidiyor.
şunu söylemek istiyorum ki, dizide daha önce de ırk konu edilmiştir ama bu kadar aşağılama görmedim.
üstelik türkün türkçe konuşmamasını da iğrenç bir saptırma olarak görüyorum. amerikalıların birçoğunun türkiye
hakkında pek bir şey bilmediği biliyoruz. hatta hala fes takıp deveye bindiğimizi sananlar var. cahil bir toplum
olduğu da bir gerçek. fakat dizinin yapımcılarının bunu kasten yaptıklarını düşünüyorum. diziyi izlemeye başlamadan
hakkında yapılan birçok yorum okudum ama bu sahneler hakkında kimsenin bahsettiğini hatırlamıyorum. bu da başka bir üzücü durumdur.
HBO'nun, 8 ekim'den itibaren HD olarak yayınlama kararı aldığı tv tarihinin en iyi dizisi.
belki hiç izlememiş olanlar için bahane olur.
belki hiç izlememiş olanlar için bahane olur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?