özlem özçelik

dingoc
galatasaray'dan, kadın voleybol takımımıza transfer ettiğimiz 1972 doğumlu ve 1.90 boyundaki tecrübeli milli orta oyuncu.
artin
beşiktaş`lı eski voleybolcu zamanın birinde şöyle bir röportaj vermiş dergimize :

"siyah - beyaz`ın büyüsüne kapıldım gidiyorum"

beşiktaş dergisi ocak 2012 sayı :125

röportaj :senem gülkar

20 yılı aşkın süredir türk voleyboluna hizmet eden ve birbirinden değerli başarılara imza atan özlem özçelik ile sezon başında başladığı siyah - beyaz rüyadan ,kariyerindeki en önemli anlara kadar her şeyi konuştuk.

hepimizin bildiği gibi türk voleybolunun gelmiş geçmiş en kariyerli oyuncularından birisin. ama ben o ateşin ilk yakıldığı anı merak ediyorum...

liseye izmir karşıyaka lisesi`nde başladım. tabii boyum nedeniyle fiziğim beden eğitimi öğretmenlerimin dikkatini çekti ve beni spora yönlendirmek istediler. okulun hem voleybol hem basketbol hem de atletizm takımlarında spora başladım.Bir yandan okula da devam ediyordum. atletizmde yüksek atlama dalında okullar arası dereceler elde ettim . ancak son olarak öğretmenlerimle beraber voleybolda daha yetenekli olduğuma karar verdik. o zamanlar 1. lig`de yer alan izmir/tuborg takımında profesyonel olarak voleybola başladım. aslında ben geç denilebilecek yaşta, 16 yaşımda bu spora başladım.ancak 17 yaşındayken a takıma yükseldim ve aynı zamanda türkiye yıldız bayan voleybol takımı`nda da oynamaya başladım.

hayatının bu kararla birdenbire değiştiğini söyleyebilir miyiz ?

tabii ki ... zaten liseye karşıyaka lisesi`nde başladım ama diplomamı istanbul kadir has lisesi`nden aldım .çünkü tuborg`tan sonra istanbul takımlarından güneş sigorta`ya transfer oldum. sonrasında da istanbul` da kaldım ve birçok kulüpte oynadım.

çok genç yaşta hayatla tek başına mücadele etmek durumunda kalmış olmalısın ...

evet, herşeyi tek başıma yaptım. istanbul`a gelmek benim için yepyeni bir hayat tarzı oturtmak anlamına geliyordu .güneş sigorta`da kulübe ait bir evimiz vardı ve orada yaşıyorduk. ben karakter olarak hayatın zorluklarıyla mücadele etmeyi seven biriyim aslında .inatçı ve hırslıyım. sadece izmir`i, özelliklede karşıyaka`yı çok sevdiğim için ve ayrıca bütün ailem de orada yaşadığı için çok özlediğim zamanlar oldu. bu benim için bir zorluktu ancak voleybola başladıktan sonra bunu düşünmeye de pek vaktim kalmadı.sürekli çalışıyordum.günde 3 antreman ya da iki maça çıktığımı biliyorum.çünkü o zamanlarda hem yıldız hem genç hem de a takımlarında yer alıyordum.

peki bu kadar yoğun şekilde çalışmak sağlıksız değilmiydi ?

genç olduğum için vücudum kaldırıyordu.ağır gelmiyordu.ayrıca çalışmayı da hep sevdim . tabii ki antrenörlerimde yorgunluk durumuma bakıp değerlendirme yapıyorlardı.

voleybola geç yaşta başlamanın getirileri oldu mu ?

normalde voleybola başlama yaşı 8-9 civarında . ben neredeyse 10 sene geç başladım diyebilirim . ama sanıyorum ki bu yaşıma kadar oynayabilmemin sebeplerinden biri de bu.

hem kulüp takımlarına hem de milli takımlara yıllarca hizmet ettin. hangisi seni daha çok heyecanlandırdı şimdiye kadar ?

hepsi birbirinden farklı heyecanlar. bütün kış dönemini kulüp takımlarında ki hedeflerime konsantre olarak geçiriyorum . ayrıca milli takım formasını giymek de apayrı bir duygu . diğer milli takımlar maçlara nasıl hazırlanıyor bilmiyorum ama bizde milliyetçi duygular ön planda oluyor . istiklal marşı`nı duyduğumuz anda teknik ya da taktik hiçbirşey önemli olmuyor . "türk olarak gücümüzü göstermeliyiz" düşüncesi ile maça çıkıyoruz .bu da bize yetiyor . çünkü o heyecanı yaşadıkça çok güzel başarılara imza attık.

yaklaşık 2 sene önce milli takımı bıraktığını açıkladın.senin için zor oldumu ?

hemde çok zor oldu. ağlayarak bıraktım.ancak milli takımlara birçok şey verdiğimi düşünüyorum . bir sürü başarılara imza atarak bıraktım.genç arkadaşlarımada tecrübelerimi aktardım. onların da aynı şekilde bu misyonu devam ettireceklerine inanıyorum.

sensiz ilk milli takım maçını izlerken neler hissettin ?

kızlar rusya karşısında mücadele ederken televizyonda yorum yaptım. onların ağızlarından ne konuştuklarını,bakışlarından ne hissetiklerini anlayabildim ve o gün de ne yapacaklarını bu şekilde önceden biliyordum.çünkü uzun seneler beraber oynadık ve birbirimize çok yakındık. onların bundan sonraki maçlarda çok başarılı olacaklarını biliyordum. aten şu anda avrupa`da söz sahibiyiz. bu olması gereken birşeydi ve sadece zaman gerekiyordu . biz bu süreci tamamladık ve bundan sonra çok önemli dereceler alacağımıza inanıyorum .

özlem özçelik maçlardan sonra mutluluğunu ve mutsuzluğunu nasıl yaşıyor ?

kazandığım maçlardan sonra çok mutlu, kaybettiğim maçlardan sonra çok mutsuzum. ikisinin arası yok.kaybetmeyi hazmedemiyorum örneğin, tavla oynarken bile kendimi kazanmaya mecbur hissediyorum ve işin eğlencesine bakamıyorum. spora başladıktan sonra bu özelliğimin ortaya çıktığını düşünüyorum. dolayısıyla kaybettiğim yani mutsuz olduğum zamanlarda kendimi dışarıya açamıyorum . yaptığım hiçbirşeyden zevk almıyorum . ama tabii ki mutlu olduğum zamanlar hep daha fazla oldu . hayatı, gülmeyi, insanlarla iletişim halinde olmayı, küçüklerle voleybol üzerine konuşmayı çok seviyorum böyle zamanlarda.

kariyerinde bir çok başarı elde ettin . tabii ki kağıt üstünde hangisinin daha büyük başarı olduğunu değerlendirebiliriz bazı süreçler öylesine zordur ki oradan sıyrılıp çıkmak en büyük başarı gibi gelir insana . senin de voleybol hayatında böyle bir dönem oldu mu ?

2003 yılında milli takımla beraber avrupa şampiyonası`nda oynadık. öncesinde 6 aylık bir kamp dönemimiz vardı. sezonun bitmesine yakın kampa girdik ve çok çalıştık ancak maçların başlamasına bir hafta kala antrenörümüz hasan deniz esinduy vefat etti. allah rahmet eylesin...bizim için inanılmaz derecede sarsıcı oldu. benim kaptan olarak takımı toparlamam gerekiyordu ama bir süre kendimi toparlayamadım. ancak o şampiyonayı deniz abi için oynamak zorunda olduğumuzu düşündük. enteresandır ki teker teker bütün maçlarımızı kazanmaya başladık ve finale kadar yükseldik. finalde kaybettik, bu biraz üzüntü vericiydi. ama o süreçte tüm türkiye`nin desteğini almıştık.hala o dönemi unutmayıp kutlayanlar var. bu sebeplerle bizim için final oynamak çok önemli bir başarıydı . ayrıca o şampiyonadan sonra türk kadın voleybolu koptu ve zirveye ulaştı. hem hüznü hem sevinci bir arada yaşadıkve her anlamda bir dönüm noktası oldu.

biraz da beşiktaş`a geliş sürecinden bahsedebilir misin ?

beşiktaş`tan teklif gelince olumlu yaklaştım çünkü beşiktaş çok büyük bir kulüp. ben şu ana kadar heyecan duymadığım hiçbri takımın formasını giymedim . beşiktaş da aynı şekilde bir heyecan yarattı bende ve bunu yaşamam gerektiğini düşündüm. aynı zamanda antrenörümüz adnan(kıstak) abi`nin de önemli desteği oldu bu kararı almamda . şu anda da siyah- beyaz`ın büyüsüne kapıldım ,gidiyorum (gülüyor)

daha önce onunla çalışmış bir sporcu olarak antrenörümüz adnan kıstak`la ilgili neler söyleyebilirsin ?

öncelikle adnan abi voleybol dışında mükemmel bir insandır . yardımcı , takımın birleşmesi için sürekli organizasyonlar yapan ve o sıcaklığı sağlayan birisi. antremanlarda ise işine kendini kaptırır. çok hırslı sürekli birşeyler başarmayı hedefleyen ve bunun için çalışmayı yani antremanları çok seven antrenördür.


takımın bu sezonki performansını nasıl değerlendiriyorsun ?

öncelikle yeni kurulmuş bir takım olduğumuzu söyleyebilirim .aynı zamanda mücadeleci bir kadromuz var ve bu hırsı bırakmazsak her takımla baş edebileceğimizi düşünüyorum . eksikliğimiz sadece şu noktada , yeni kurulmuş bir takım olduğumuz için maç eksiğimiz var. daha çok bir arada olup, daha fazla maç oynamalıyız . çünkü bir takım ancak maçlarda eksiklerinin hangi noktalarda olduğunu görebilir. bu açıdan karşılaşmalar ilerledikce bütün eksiklerini kapatan , bu ligde çok rahat mücadele eden bir takım olacağımızı düşünüyorum.

takım olarak hedefleriniz hakkında neler söyleyebilirsiniz ?

tabii ki hedeflerimiz üst sıralar. çıkabileceğimiz en üst seviyede yer almak istiyoruz .elimizdeki değerlerle verebileceğimizin en iyisini vermek için çalışıyoruz . ayrıca önümüzdeki sezon avrupa kupalarında yer almak en önemli hedeflerimizden biri.

yıllarca hem kulüp takımları hem de milli takımlarda kaptanlık yapmış ve şu anda beşiktaşımız için bu görevi sürdüren biri olarak , kaptanlığı en iyi senin anlatabileceğini düşünüyorum ...

antrenörle oyuncu arasındaki köprüyü kurmak benim görevim . örneğin kızlardan birinin bir isteği varsa bunu antrenörün kabul edeceği şekilde iletiyorum. yani arayı yumuşak tutmak ve ortayı bulmakla yükümlüyüm. tabii bunun yanında takım arkadaşlarımın her türlü sorunuyla ilgilenmeye çalışıyorum.buna kullandığımız malzemeler dahil...

takım arkadaşlarını nasıl motive ediyorsun ?

öncelikle maçtan önce surat ifadelerine bakıyorum . ne hisler içinde olduklarını hepsinin yüzlerinden okuyabiliyorum. nasıl olduklarını sorduğumda aldığım cevaba göre de ilerliyorum. ben daha çok pozitif ve yapıcı yaklaşıyorum. hiç sert değilim, kolay kolay sinirlenmem. ama sinirlendiğimi kimse görmesin , çünkü benim de gözüm hiçbir şeyi görmüyor (gülüyor)

beşiktaş`a transferini öğrendikten sonra , kızların seninle çalışacak olmalarından dolayı şanslı olduklarını düşündüm...

onların da öyle düşündüğünü sanıyorum . çünkü ilk geldiğim günden itibaren gözümün içine bakmaya başladılar. ağızlarından çıkan her kelimeye ne tepki vereceğimi merak ettiler . beni gerçekten sayıyorlar ve tecrübelerime saygı duyuyorlar. şimdiye kadar hiçbir tepkilerinden rahatsız olmadım . ben de aynı şekilde onları iyi yönde etkilemek adına , elimden gelen her türlü yardımı yapıyorum.

kariyerinde bundan sonra neleri hedefliyorsun ?

bu sezon sonunda faal oyunculuğu bırakmayı düşünüyorum . ama voleybolu çok sevdiğim için içinde kalmayı düşünüyorum.hali hazırda taçspor özlem özçelik voleybol okulu adında bir okulum var . fırsat buldukça oradaki çocuklarla ilgileniyorum. bıraktıktan sonra da menejerlik ya da antrenörlük yapabilirim . açıkçası bunun kararını henüz vermedim.

teşekkür ederim.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol