dokuz altı yolları

bi hafta boyunca repeat'e atıp eşliğinde sınırsızca bira içtiğim şarkı.

memuriyeti yeren bir şarkı.

bir şarkıdan çok bir marştır aslında devrimci için...efkan şeşen ın ismini o zamana kadar duymayanlar bu marş sayesinde duymuşlardır....dinledikçe nefret edersiniz bu düzenden, yaptığınız işten...

Çocukluğum henüz sıcak
İnananın sonrası yok
Sabah akşam çalışırım
Bakmayın tantanaya çok

Umutlar bir kasada
Sıkışmış bir masada
Dokuz altı yollarında oy
Bir ömür geçer buralarda

Sanki yarın dünden uzak
Bitmeyen bir ızdırap oy
Dokuz altı yollarında
Bir zincir boğazımda

Sıkar sıkar gevşetemem
Ağlayamam

Ayda yılda bir kaçamak
Kaçsak bile yaşama bak
Dokuz altı yollarında
Gülmek yasak

Savrulmuşuz odalara
Bahara ve dağlara hasret
şu gördüğün dönerkoltuk
Sanki ömür törpüleyen rulet

http://youtu.be/gqOofN8K9D4

(bkz: yaşar kurt) seslendirmiştir.

http://tinyurl.com/69anrnd

yaşamını kazanmak için yaşamını feda edenlerin şarkısıdır.
dinlendikçe ağlama hissi uyandırır.

daha lise yıllarımda bu şarkı beni çok etkilemişti sevgili sözlük. ankara'da sakarya caddesinde bir barda dinlemiştim ki o zaman ankara'da bile yaşamıyordum. çok duygulanmıştım çünkü küçük bir şehirden bir iki günlüğüne gelmiştim "ayda yılda bir kaçamak, kaçsak bile yaşamamak" demiştim.
sonra ankara'ya geldim, hiçbir şey beni bağlayamadı ta ki şu zamana dek. gezdim, tozdum, çalıştım, gittim başka ülkelere, başka şehirlere sonra geri döndüm. bu şarkı ankara'da etkilediği kadar beni hiç etkilemedi ve hiçbir zaman o zinciri boğazımda hissetmedim çünkü beni zincire vuramazlardı ama öyle olmadı şimdi her işe gitttiğimde o zincir boğazımda ama işten dolayı değil.

kaçamıyorum sevgili renktaşlarım.