gülhane parkı

şizofren
2000 li yılların başına kadar burda hayvanat bahçesi vardı. çocukluğu istanbul da olup burda bir anısı olmayan azdır.
farz-ı muhal cem karaca nın nazım hikmet ran ın ceviz ağacı burdadır.
sallanırsın sultanahmet den önüne gelmeden hemen sağda bir dükkan vardır içinde envai çeşit ilginçlik satılır, kurutulmuş bir akrep hatırlıyorum vitrininde "hakkaten gerçek, gerçekten gerçek" gibi birşey yazar üstündeki notta, gülümsetir. önünde mısır, kestane, pamuk helva... satan adamlar olur, hep de kalabalıktır başları. yakın zamana kadar bir akvaryum vardı içinde, tadilat dediler düzenleme dediler yalan olmuştur o da. sonbaharda gitmeli, sevilenin elinden tutup kahverenginin tadı çıkartılmalı. yazdan gidip kıyıda köşede sürtünen çiftlerle kayış koparılmamalı.
artin
cem karaca" ben döneksem döndüm diye memleketime" diyerek türkiye`ye geri döndüğünde çıktığı ilk konserini yaptığı mekan hasbel kader bir piyanist şantörü dinlemeye giden ailem tarafından tesadüfen götürüldüğüm , zamanında içinde lunapark bulunan çay bahçelerinde bira servis edilen şimdiki akvaryumların ilk örneklerinin bulunduğu sonrasında ıssızlaştırılan hali hazırda istanbul`da sonbaharında en güzel yaşanılacağı ender noktalardan biri.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol