türkiye'de kadın şoför olmak

yukarda sayılanlar yetmiyormuş gibi bir de park yapamamak demektir. o ufacık yere nasıl sığsın ama kocaman araba!

türkiyede şöför olmak başlıbaşına zor iken kadın şöför olmak iki kat daha zordur. hayvan gibi araba kullanan o kadar dallamanın arasında ilerlemek meziyet işidir. takdir edilesidir, sahip çıkılasıdır.

küfür eden kadın profilinin en büyük kitlelerinden biri olmak demektir

meşakkatli iştir. tırcısı minibüsçüsü kamyoncusunun içinde o muhteşem(!) trafikte tutunup kalmak kolay değil. bir de söz konusu kadın ise. şöyle de bir şey var; ne hikmetse yukarıda saydıklarımın hepsini yapan eden erkeklerken, zararsız olan kadınlarla alıp veremedikleri nedir, çözmüş değiliz. o trafikte hep var olacağız. kaçarı yok.

türkiye'de kadın olmak zaten zorken üstüne bir de araba kullanıyorsan, tacizin de alasını yaşayayacak kadındır.
-aniden üstünüze doğru araba, taksi ya da dolmuş kırılıabilir..haaaaaaha karıya bak nası tırstıı bakışıyla!
-sarı yandığında arkadan çalınan kornaya üstelik bir de yanınızdan geçerken de küfür yersiniz!
-tüm erkeklerin sanki araba bozulunca tamir edecek kişi senmişsin gibi motorla ilgili sorular sormasına.bok kafalı tamirci miyim ben!
-bir de toplanıp baksana karıya park etmeye çalışıyor izleyecileri vardır.topluca hadım edilmesi gerekir!

not:ayrıca 185 saniye yazan kırmızı ışıkta ruj sürmeye çalışmanın nesi tuhaftır.

not:zamanında bu başlığı ben açmıştım ve eminim daha çok şey yazmışımdır.çok bozuldum şu an.

önyargılara kulak tıkayıp, korkuların üstüne üstüne gitmeyi gerektirir. ki önyargıların çoğu haklıdır ne yazık ki; ben bile beyinsizce hareketler yapan bir araba gördüğümde "kesin kadındır bak" diyorum ve mutlaka kadın çıkıyor o arabanın şoförü. ama, daha önce de söylemiştim, bu başlıkta mıydı başka yerde mi hatırlamıyorum; bu durumun oluşmasında, daha bebeklikten itibaren kız ve erkek çocuklarına, özellikle oyuncaklarla verilen mesajların etkisi büyük. 5 yıldır anaokulunda çalışıyorum, hâlâ her doğum günü olduğunda hediyeler belli; kızlara bebek, erkeklere araba/kamyon/uçak/otobüs. erkeklerin çoğu da bu sebeple, daha bacak kadarken öğreniyor bu işin nasıl yapılacağını. benim babam mesela, çocukken babasını izleye izleye öğrenmiş. ama kız çocuklarının ilgi alanına girmiyor, girmesi için de teşvik edilmiyor hiçbiri. bir şeyi ne kadar erken öğrenirseniz, o kadar çabuk ve iyi kavrarsınız. örneğin yabancı dil; ilkokulda veya ilkokulu bitirir bitirmez öğrenen insanla, sonradan kursa gidip öğrenmeye çalışanın yabancı dil hakimiyeti kesinlikle aynı olamaz. araba kullanmak da aynı hesap işte. öğrenmek zorunda olduğun için öğrenmek ve bir de üstüne kalabalık şehirlerde araba kullanmak ile, araba kullanmaktan zevk almak arasında çok büyük fark var. bu kadar şikâyetçiyseniz, gelin değiştirelim bu düzeni. kız çocuğu sahibi olursanız günün birinde, siz böyle yetiştirmeyin onu. 3 yaşına geldiğinde, haftasonları alın yanınıza, çıkın arabayla, yavaş yavaş öğretin neyin ne olduğunu. en azından isimlerini ve yerlerini öğrensin, izlesin sizi. ancak bu şekilde biter "kadın şoför" goygoyu. ama böyle "hadi lan oradan, siz kim araba kullanmak kim!" zihniyetiyle devam ederseniz, daha çok görürüz fren yerine gaza basıp ortalığı dağıtan kadınları. bir de bu yönünden bakmayı deneyin olaya. esenlikler, kazasız günler dilerim.

yer yön kavramları ve refleksleri erkeklere göre daha vasat olan kadınların sorunsalıdır. park etmek, geri geri gelmek, araç sollamak, şerit değiştirmek vs. vs. bunların hepsi kadının kararsızlığıyla yapıldığında diğer şöförler tarafından pek de hoş olmayan sözlerle karşılanmaktadır. kadınceyizler de ne yapsın iyice elleri ayakları birbirine dolanır uğraş babam uğraş. [ybkz]swh[/ybkz]

(bkz: bankamatikten para çeken kadın)