'yirmisekiz yaşındaydı ve tedirgindi'
güzel kitaptır.
kürkmantolu madonna tarzındadır.2 si de tutamak sorununu işlemektedir.
''- hep arayacaksın sen. ya resim, ya kitap...
- tutamak sorunu. insanın bir tutamağı olmalı.
- anlamadım.
- tutamak sorunu dedim. dünyada hepimiz sallantılı, korkusuz bir köprüde yürür gibiyiz. tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. tramvaydaki tutamaklar gibi. uzanır tutunurlar. kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne, kimi işine, sanatına. çocuklarına tutunan vardır. herkes kendisininkinin en iyi, en yüksek olduğuna inanır. gülünçlüğünü fark etmez. kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. öküzleri besiliydi, pırıl pırıldı. herkesin, "- veli ağanın öküzleri gibi öküz yoktur." demesini isterdi. daha gülünçleri de vardır. ben toplumdaki değerlerin iki yüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek bir tutamağı arıyorum: gerçek sevgiyi! bir kadın. birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!''
"kelimelere herkes kendine göre bir anlam,bir değer veriyor galiba.bu değerler aynı olmadıkça iki kişi iki ayrı dili konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu?"
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?