aa nasıl olur da ben buraya bir şeyler karalamam...ufaktan yazalım;
bilbao şehrinin en büyük geçim kapısı bilbao limanı. kentin dünyaya açılan kapısı aynı zamanda, ingiliz işçiler sayesinde şehir futbolla tanışıyor, ardından ingiltere'ye öğrenci olarak giden bilbaolu gençler şehirde futbol rüzgarı estiriyor. kurdukları kulübün renklerini yine bir liman takımı olan southampton'dan esinlenerek kırmızı beyaz olarak belirliyorlar. madrid'e giden bilbaolu gençler sıla hasretiyle orada da kırmızı beyaz renkli bir takım kuruyor; o da; atletico madrid
ilk yıllarda sadece baskların forma giydiği kulüp hala bu özelliği devam ettiriyor, tabi pes,fifa veya football manager gibi bir oyunda değilseniz.
1905 yılında barcelona'ya 10 gol atıyorlar, 1930-31 sezonunda yine barcelona'yı 12-1 yeniyorlar. bilbao taraftarının türkiyedeki '6s,5b,8jk' kafasındaki ergenler gibi olduğunu düşünsenize, uzay takımı barcelona'nın yatacak yeri kalmaz.
bilbao la liga'dan düşmeyen 3 takımdan biri. diğer ikisi de barça ve real zaten. her bask futbolcunun hayali katedral olarak nitelenen san mames'de çubuklu formayı giymek. bölgedeki diğer bask takımı real sociedad ile genç bask yetenekler üzerinden bir rekabetleri var ama en iyilerin tercihi her zaman bilbao oluyor.
san mames gerçekten bir futbol cenneti. ispanya'ya gitsem maç izlemek isteyeceğim stadlardan biri. tabi bilet fiyatları biraz uçuk olabiliyor ama olsun.
sürekli oyuncu yetiştirip iyi meblağlara satıyorlar, en son yıldızları fernando llorente'nin 30 milyon euro karşılığında juventus'a gideceği söyleniyor. iker muniain ve javi martinez'in de uzun süre bilbao'da kalmayacağı kesin gibi. ama onlar şimdiden önlemlerini almış durumdalar; aritz aduriz gençlik hayallerinin başkenti san mames'e geldi bile.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?