türban

okulda görmeye bir türlü alışamadım.. özgürlükse herkes için düşüncesi bir yandan vicdanımı rahatsız ederken geçen yıl türban taktıklarını bildiğim peruklular için acıma duygum biraz daha törpülenmiş oldu ama gene de her türlü rahatsızlık duyuyorum. bayanlar tuvaletinde makyajımı tazelerken yanımdaki başı kapalı kızın kırmızı ruj sürüyor oluşuna asla anlam veremeyeceğim veya topuklu ayakkabının içine siyah üzeri pembe dantelli çorap giymelerine...
ve sevgili başbakanımız çıksın bize başı açık bayanların kapalıları neden korumadığını sorsun? korkuyorum bir gün savunmasız hala düşecek olanlar başı açıklar olur diye. biz de küçükken kuran kursuna gittik bizim ailemizde de türban takan var, hiç biri tarafından bir dayatmayla karşılaşmadım ve bu beni ataist, hristiyan, satanist vs. yapmadı. inanç herkesin inancı.
ne ararlar allah ile aramızda?
(bkz: neyzen teyfik)

bazı insanların bilime engel laiklik vs vs diyerek insanların özgürlükleri kısıtlaması

erkeklerin kıldan tahrik olacağına inanan zihniyetin öncelikle kendilerini yaratan tanrı'ya hakaret ettiğine inanmamla beraber asla anlam veremediğim başörtüsüdür..
hadi benim anlam verip vermemem kimse için bir kıstas değildir herkes kendi istediğini yapsındır ama küçük çocukların öğretmenlerinin kapalı olmasından,üniversitelerde bu kapalı bayanların haklarını en çok erkeklerin savunmasından,yüzyıllarca gevşek bir başörtüsüyle -gelenekten dolayı- örtünen kadınlarımızın şimdilerde bir tüy bile görünmeyecek şekilde,80 li yıllarda icat edilmiş bir şekilde örtünmesinden rahatsızım.
siz mini etek giyince oluyor gibi saçma ve salakça bir iddiayla gelinmesiyse olaya ne kadar sığ bir açıdan bakıldığının ispatıdır.
madem amaç erkeğin dikkatini çekmemek ise fosforlu pembeli,çiçekli böcekli örtüler, tunik altına tayt giymeler,taşlı boneler,üstü dar ve sütyenine kadar belli bluzlar,gözlere çekilen sürmeler ne olmaktadır?kıldan tahrik olan erkek,bundan hayli hayli olmaz mı sorusunu da getirmektedir..
rte ye göre bu bayanların hakkını savunacakmışımız,pehhh!!eğer varsa bi günahımız ahirette tanrı bize nasılsa hesabını sorar,kime ne?
asıl kendisi sel olunca servisten bozma bir araçta ölen 7 kadının,bodrum katlarda sigortasız çalışan konfeksiyon işçisi kadınların,hamileyken dayak yiyen kadınların hakkını savunsun...!

yalnızca bir kadın aksesuvarı olarak ele alındığında erkeklerin bunu kadınlardan çok konuşup, tartışıp kavga ediyor oluşu çok komik. oldu olacak pazara da 'bey'lerimizle çıkalım.

bunun basit bir inanç olgusu olmadığının ve bunun bir sınırının olmadığının başka bir ispatı olan haber:

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16158480.asp?gid=373

meseleyi provake edip sonra da bunun inanç olgusu olmadığını düşünen yasakçı zihniyetin karşı çıktığı giysi.

bir de türban takım diz üstü etek giyenler vardır. dinine yandığım.

ince kumaştan yapılmış, başı sıkıca kavrayan bir tür baş örtüsü...

1960'lı yıllara kadar batılı ve şık kadın başörtüsü olarak görülen, sonrasında başka anlamlar yüklenen, kökü türkçe olan fakat batılı dillerden anlamı değiştirilerek tekrar dil içine alınan sözcük.
isteyen başına taksın isteyen kıçına, kimse kimseye karışmasın. ama karışıyor.

başörtü kelimesinden farkının ne olduğunu merak ettiğim kelime. gereksiz anlamlar yükleniyor, gereksizce alet ediliyor ayrımcılığa.