guernica

nilhanim
picasso nun önemli eserlerinden biridir ispanya içsavaşını anlatır.


---------------ilgilisi için alıntı---------------
Pablo Picasso'nun ispanya iç Savaşı sırasında Guernica kentinin Alman Hava Kuvvetleri tarafından bombalanması üzerine yaptığı Guernica tablosunun halı kopyası bugün Birleşmiş Milletler Binası'ndaki Güvenlik Konseyi Toplantı Salonu'nun girişinde asılı. 27 Ocak 2003 tarihinde Colin Powell ve John Negroponte'nin Irak üzerine yapacakları basın konferansı öncesinde Amerikan diplomatları halının bulunduğu yerden kaldırılmasını talep eder. Zira, Powell'ın savaşı savunacağı basın toplantısı esnasında arka planda sanat tarihinin savaş karşıtı belki de en önemli eserinin görülmesi trajikomik bir durum yaratacaktır. Guernica kaldırılmaz fakat mavi bir perde ile örtülür. Gerçi o halı Nelson Rockefeller tarafından sipariş edilmiş ve Birleşmiş Milletler'e bağışlanmıştır. Rockefeller ailesinin Amerikan dış politikasına yön veren en kudretli ailelerden biri olduğu göz önünde bulundurulursa, zaten baştan beri trajikomik bir durum söz konusudur.
Resim tarihinin en ünlü savaş konulu resmini yapan Picasso hiçbir savaşa katılmamış, savaş esnasında Paris'in keyfini sürmüş, uzaktan izlediği ispanyol iç Savaşı'nın en trajik olaylarından olan Guernica'nın bombalanmasını da sipariş üzerine, Dora Maar'ın katkısıyla hayal gücüyle yapmıştır. "çok iyi hatırlıyorum; Picasso ile birlikte Raspail Bulvarı'nda tanık olmuştuk ilk kamuflajlı tankın geçişine. Kamuflajı hep duyardık ama bu ilk görüşümüzdü. Picasso şaşkınlıkla baktı ve haykırdı; 'Evet bu bizim yaptığımız şey işte. Bu Kübizm!'" Gertrud Stein'ın bu anısı Picasso'nun savaş ile olan (kel!) alakasını çarpıcı bir şekilde gösteriyor.
Kübizm, 1907-1914 yılları arasında George Braque ve Picasso'nun öncülüğünde ortaya çıktığında sanat çevrelerinde devrim etkisi yaratır. 1914 yılından sonra ise, ki Braque'ın savaşa gittiği yıldır, herhangi bir sanatsal sorunu kalmayan akım gittikçe estetize olarak önemini kaybetmeye başlar. 1937 yılında yapılmış olan Guernica'nın plastik değerler açısından ne kadar başarılı bir resim olduğu tartışma götürür. Picasso'nun kendi mirasını yediğine yönelik yapılan eleştirilerdeki haklılık payı oldukça yüksek. Yaklaşık olarak üç buçuk metreye sekiz metre boyutlarındaki devasa resim, birçok Avrupa ülkesini dolaştıktan sonra Amerika'ya gönderilir ve bu ülkedeki sergilenmesinden elde edilen gelir ispanyol mülteciler için harcanır. 1939 ile 1952 yılları arasında ABD'de dolaşan resim, daha sonra üç yıl boyunca Brezilya'da sergilenmiş, 1974 yılında New York Modern Sanatlar Müzesi'nde sergilenirken Vietnam Savaşı'nı protesto eden bir grup tarafından saldırıya uğrayarak üzerine kırmızı sprey boya ile "kill lies all," yazılmıştır. Büyük ihtimalle Picasso'nun bir 'vatan haini' olduğunu düşünen ve tabloyu ispanya'nın imajı için sakıncalı gören Franco, resmin ispanya'ya iade edilmesi için sürekli olarak girişimlerde bulunmuş fakat Picasso bu talebi daima reddetmiştir. Picasso 1973, Franco ise 1975 yılında ölür, ispanya 1978 yılında demokratik bir anayasaya kavuşur, resim de 1981 yılında ispanya'ya döner.
Koskoca diktatör Franco ve dünyanın en güçlü ülkesinin en kudretli makamlarından birinde oturan Powell, bir ara komünizmle ilgilenmiş olsa da herhangi bir siyasi ağırlığı olmayan, aşkları, hırçınlığı, kibiri ile zenginlik içinde hayatının büyük kısmını 'dolce vita' tadında yaşamış Picasso'nun bir resminden neden rahatsız olur?
---------------radikal gazetesi---------------

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol