bir karaçalı parçası.
ilk perde : 
 
Devir daim saatlerde karanlık cadı kazanı 
öyle bir sevda ki bin yerden delik deşik 
resmen devrik yaşamakta 
kurallı tek cümle : 
seviyorsam git ! 
sevmiyorsan gitme ! 
yüreksiz şehir bu ki 
gözlerini kalbime dikmiş 
toz mavi - kış zehir - göz yeşil 
Rap siyah - gök kırmızı 
uffff , bütün renkler yine karıştı.. 
 
- geçen gündü işte , girdim otelden içeri, kafamı şöyle bi kaldırdım ki 
baba, on numara be, akıyor be , orta kulvardan şaha kalkmış bir tay 
gibi! atıma vuriim varya, onu varya uffff.. 
-oğlum , ben bu karıyı 50 kere soydum , 300 kere giydirdim.. 
nasıl olur lann? nasıl olur lan? kim demiş lan!kim görmüş lan? 
ne alakası var? gördüğünüz karı Sophia olamaz oğlum! 
 
-valla bilmiyorum abi, öyle bi parçaydı yani..çıkardı böyle paltosunu 
oturdu kontes kontes herifin karşısında..yaktılar böyle mum ışında şampanya 
patlattırdılar..sonra adam aldı abi böyle bir tango, bir vals, bir 
salsa, bir çaça..artık bir samba mı desem sevişircesine böyle.. 
ne bilim abi.. 
 
-doğru konuşun lan! o gördüğünüz karı benim otuz senelik aşkım Sophia lan! 
biraz seviyeli olun lan! s*kmiğim kafanızı! akıllı olun lan! (tamam abi. 
ne oluyo yaa..) susun lan! ( lan ne oluyo?) sus lan! sus lan sus s*k...) 
şimdi Sophia'yı aricam lan..ulan varya eğer yalan söylüyorsanız varya ! ulan o zaman 
varya..... ( tetik çekilmesi ) 
Defolu caddelerde 
ihraç fazlası kadınlar görüyordum 
fiyaka arabalardan 
üstü açık oyunlara oyalanan
defolu caddelerde 
yüreği yırtmaçla ağzına kadar açık 
işporta giysili kadınlar 
yine de 
kocaman göğüsle önüne bakmak zor iş 
yada ne bileyim 
her gördüğünü 
silikonlu kaldırım sanmak 
yürüyorum arkama bakmadan 
lakin sürümlerden kazanmıyor bile 
adımlarım... 
as beni meleğim 
kendi karanlık rüyama .. 
 
-abi kim dedi sana o karı Sophia diye yaaa! 
 
Hep bir önceki keşfi yeniden tekrarlamak gibi 
sen hep 
el sürülmüş 
ve üstünde adım izleri olan 
o kadınları sevmiştin 
dokunduğun her duyguda 
bir başkasına ait 
parmak izleri vardı 
ya da 
duyguları öldürülmüş bir sevdanın 
ipuçları 
sen hep daha önce öpülmüş bir kadının 
dudaklarında sana dair cümleler bekledin 
oysa ıslanan kelimeler 
bir başkası adına sana yönlendirilmiş 
öznesi eylemine uymayan 
devrik cümleler kurmaya görevlendirilmişti 
onu öperken 
başka birinin gölgesi araya giriverirdi hep 
ve aslında 
sevişlerin senle olmadığını bilemedin 
kapanan gözlerde sen hep 
bir başka resim üzerine 
fotomontajdın azizim 
defolu caddelerde fotomontaj.. 
ve perde , böylece kapanır.. 
 
fotomontaj...
                    neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?