iskenderun'un sağından atıp solundan geçen hatay'ın merkez ilçesi, en güzel yeri.
hakkında yapılan saçma sapan ve akıl almaz kötüleme yorumlarına cevap vermek istediğim kent.
1) 30 yıllık antakyalıyım. şehrin yüzde 5'lik kısmı hariç antakyaya anteke diyeni duymadım. onlar da şiveli konuşuyorum ayaklarına dili abarttıkça abartan ve buranın çingenesi diye tabir edilen 1-2 mahalleyi kapsar. yani antakya'ya antakya diyeni duymamak ya o mahalleden dışarı çıkmamayı gerektirir ya da ağır müfteri olmayı. hoş diyelim ki şehrin yüzde yüzü anteke desin bunun nesi kötülemeye giriyor anlamadım doğrusu.
2) ankara, izmir, antalya, istanbul gibi türkçenin daha çok konuşulduğu yerlerde trafikte türkçe küfür yemek, diyarbakır gibi hemen hemen herkesin kürtçe konuştuğu bir ilde trafikte kürtçe küfür yemek ne kadar normalse, yüzde 50'sinden fazlası arap kökenli olan ve yüzde 60'ının arapçayla anlaşabildiği bir yerde de trafikte arapça küfür yemek kadar doğal bir şey olamaz. istanbul'da türkçe küfür yerken iyi (gerçi yok orada ispanyolca ve ingilizce küfür yiyor millet trafikte, başka illerde küfürler bile çok kibar) ama antakya'da arapça küfür yerken kötü öyle mi, kardeş kafan gerçekten güzelmiş.
3) büyükşehirlerde marketten alışveriş yaparken, bilet kuyruğundayken, otobüse binmek için beklerken bile tek sıra ve kuyruğa girme gibi robotlaşmış hareketlerle iş yapmaya alışan kişilerin antakya'nın en merkezi yerindeki 5-6 noktada trafik ışıkları olmamasına rağmen insanların sabır ve hoşgörü nedeniyle ışıklardan daha iyi bir şekilde işleyen bir düzenin (bir çok şehirde geçiş hakkı olan yayaları ezme derecesinde süren şoförler varken, bir kişi bile geçerken durup el işaretiyle buyurun diyebiliyor insanlar antakya'da) eleştirilmesi de ayrı bir kafa gerektiriyor sanırım.
4) asi nehri ve şehrin genel olarak bakımsız bırakıldığı ve sadece makyajla süslendiği ise bir gerçek. bu da şehrin çok kültürlü yapısından dolayı tep tipleştirme merakıyla yanıp tutuşan yöneticilerden kaynaklanan bir durum.
ek olarak, antakya tavası ne yav. bunca yıllık antakyalıyım bunu da ilk defa burada okuyorum. sanırım bahsedilmek istenen şey ''tepsi kebap'' olsa gerek. bir de kasap içinde fırın da görmedim hiç ama kasap-fırın ikilisini çok duydum ve gördüm.[ybkz]swh[/ybkz] arkadaş bir de hataylıymış sanırım.[ybkz]swh[/ybkz]
neyse; antakya yaşanılınca hissedilen bir şehir. iyisiyle kötüsüyle, acısıyla tatlısıyla, kültürel yapısıyla (her ne kadar son 10 yılda bozulmaya çalışanlar olsa da) her daim özel bir yerdir.
antakyalı olmak da ayrıcalıktır. herkese nasip olmaz. tıpkı beşiktaşlılık gibi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?