Kelimelerin gücüne fazlasıyla inanırım.
Hele ki, bazı kelimelerin anlamları pek çok farklı karşılığı kapsayabiliyorsa… Eş seslilikten biraz daha ötesinde, manaya giden yolda bizi sürükleyebilen kelimelerin birkaç harften daha fazlasını barındırdığı aşikar değil midir?
Haftanın kelimesine göz atalım mesela… Bu hafta ne Fenerbahçe’nin yenilgisi, ne Cizrespor’un 7-0’lık mağlubiyeti, ne de yayıncı kuruluştaki bilhassa kadın çalışanları hedef alan (Ne hikmetse benzer hedeflemeler TFF’den maaş aldığı iddia edilen Ersin Düzen’e karşı yapılmamıştı) kamuoyu oluşturma girişimleri… Hiçbirisi ‘protesto’ kelimesi kadar ağır değildi.
Süper Lig’deki ve 1. Lig’deki kulüpler, maçların ilk dakikasını oynamayarak yayıncı kuruluşu protesto ettiler.
Gerekçe neydi peki?
Kulüpler Birliğinin konuya dair yaptığı açıklaması baz alınırsa, indirim dahi yaptıkları gelirlerine dönük yayıncı kuruluştan ödemelerin alınamaması… Ve hatta iddialara göre, önümüzdeki sezon da benzer problemlerin yaşanacağının sinyallerinin verilmesi nedeniyle maçların başlama düdüğünden itibaren 60 saniye boyunca süren hareketsiz kalma eylemiyle protesto gerçekleştirildi.
Tabii ki emir demiri keser…
Yıllar yılı 3. Lig ve amatör ligdeki meslektaşlarının problemlerine dair değil protesto eylemi gerçekleştirmeyi, bir ‘tweet’ dahi atmaktan çekinen üst düzey futbolcular bu 60 saniyelik hareketsizliği koordineli bir şekilde gerçekleştirdi.
Üstelik şu ortamda, kendi meslektaşları olan amatör futbolcular aylardır para kazanamazken ve amatör liglerin akıbeti hâlâ belirsizken… Kulüpler Birliği üzerindeki ölü toprağını atarak yayıncı kuruluşa karşı altmış saniyelik ‘müthiş’ bir protesto işlemini hayata geçirdi.
Peki, ne oldu?
Yayıncı kuruluş da altmış saniye boyunca ekrana takımların kadrolarını taşıyarak, konudan bihaber olan (varsa) futbolseverlerin hâlâ bihaber olmaya devam etmesini sağladı. Bu protesto işlemine, altmış saniyelik sansürü uyguladı. Tabii ki burada tutup da sansürü veya insanların emeğini yok sayan, taahhütlerini tutmayan yayıncı kuruluşu savunmak züldür.
Fakat…
Şu protesto gibi onlarca, yüzlerce girişim yıllardır yapılabilirdi. Üstelik böyle, sadece para hesabı yapıldığı için değil; insanların daha insani şartlarda futbol oynayabilmesi, 30 yaş kontenjanı gibi insan haklarına aykırı bir dayatmanın ortadan kaldırılması, kulüplerin seyahat ve konaklama giderlerini karşılayan işletmelerin bir anda siyasi gerekçelerle “Biz bu oyunda yokuz” diyerek kulüpleri çaresiz bırakamaması için yapılabilirdi.
Ama kelimeler işte, o kadar manidar oluyor ki…
Mesela haftanın kelimesi protesto!
Denizcilikte, bir kaza sonrası geminin limana gelmesiyle birlikte kazadan kimsenin mesul olmadığına dair kaptan tarafından verilen resmi takrir de ‘protesto’ olarak anılır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?