Beşiktaş basketbolunun kara şövalyesi...
Basketbolda geride kalan sezonu değerlendirirken, gerçekler göz ardı edilerek yapılan tüm eleştiriler haksızlık olur. Kalite bakımından Tofaş, Telekom ve Ted’in gerisinde; Efes, Fb, Gs, Banvit ve Ksk’nın çok gerisinde bir kadroyla mücadele ettik. Mevcut durumu en açık Beşiktaş’ın bütçesi Semih’in maaşı kadar diyen İsmet Badem özetlemişti.
Iverson ve Broekhoff, Türkiye’ye gelmeden önce kolejde oynuyorlardı. İkisinin de ilk profesyonel deneyimi Beşiktaş! Ruzic’in farklı yapıda bir uzun olması, Buckman’ın bahçede çocuklarıyla oynuyormuş havasından sıyrılamaması sonucu, üç kulvarda çarpışan Beşiktaş’ın bütün pota altı yükü yeni mezun bir gencin omzuna bindi. Hırsı, enerjisi, pes etmeyen ve meydan okuyan oyun karakteriyle Beşiktaş ruhunu yansıtan ve taraftarı uyandıran kıvılcımı çakan Perkins; delici penetreleri ve uzunlara yardımlarıyla muazzam katkı verse de, 30’unda şut öğrenmeye çalışan, oyun kurma derdi olmayan bir oyun kurucu. Muratçan ve Caner, özellikle işin savunma kısmında fark yaratan, görev bilinci ve oyun disipliniyle saygıyı sonuna kadar hak eden iki sporcu. Ortalama üstü bir kadroya derinlik getirebilecek iki isim, yapabileceklerinden fazlasının beklendiği vasat bir kadronun günah keçisi oldular.
Sonuç olarak Kandemir’in Beşiktaş’ının; Doron’un azmi, Mehmet’in özverisi, Broekhoff’un enerjisi ve Lofton’un bireysel çabalarından başka sığınacak limanı yoktu.
Oyuncu kadrosu ne kadar zayıfsa teknik ekip o kadar donanımlı, camiaya yakışa isimlerden kuruluydu. Birkaç iyi Beşiktaşlı elini taşın altına koydular. Taraftarların bir kısmı Ahmet Kandemir ismini göreve geldiğinde duydu. Oysa doksanlarda Beşiktaş basketbolu hocaya emanetti. Haluk Yıldırım, ligde Efes-Ülker hegemonyasının olduğu zamanlarda Harun Erdenay ile birlikte Ülkerspor’un en önemli iki yıldızından biriydi. Aynı yıllarda Faruk Beşok, Beşiktaş cephesinde ligin önde gelen skorer ve şutörleri arasındaydı. İki isim de; hem kariyer hem karakter anlamında Türk basketbolunun geçmişinde kalıcı izler bıraktı, geleceğinde de belirleyici rol oynayacaklar…
Kandemir’in takımı; gerçekçi hedefi ve başarı kriteri ligi ilk sekizin içinde bitirmek olabilecek bir kadroyla, ikinci yarıda oynayan 15 maçın 13 tanesini kazandı. Gs serisinde yarı finali 1 topla kaçırdı. Avrupa’da 6 takımlı ilk gruptan lider, 4 takımlı 2.Tur grubundan Rytas ile beraber çıktı. Buraya kadar Panionios, Radnicki, Petersburg, Zaragoza, Cedevita, Rytas gibi takımlarla mücadele etti. Aslında Rytas haricinde bu takımların hiçbirii dengimiz olamaz ancak o günün gerçeklerine dönersek, zayıf halkalardan biri bizdik. Son sekize kalma mücadelesinde, Rus temsilcisi Novgorod karşısında ilk maçı 17 farkla kazandık. O gün Akatlar’da olanlar maçın bitimine saniyeler kala farkın 22 olduğunu unutmazlar. Ben orta sahaya yakın çaprazdan yediğimiz o son üçlüğü unutamıyorum.
Rusya’da 24 farkla kaybederek elendik. Hazmetmesi zor olsa da sürpriz olmadı; Rytas deplasmanında 20 sayılık fark 4 dakikada kapanmıştı. Sezonun ilk yarısında bitti dediğimiz Tofaş maçını fantastik biçimde kaybettik. Kimi oyuncular biraz daha tecrübeli, kimileriyse biraz daha yetenekli olsa imkansızları gerçekleştirebilirdik…
Gs-Banvit ve Novgorod-Jerusalem eşleşmelerini düşününce; TBL’de final, Eurocup’ta dörtlü final işten bile değildi… Beşiktaş camiası için şampiyonluk gelmedikten sonra ligde final ya da Avrupa’nın 2 numaralı kupasında yarı final abartılacak bir başarı değildir. Ancak yönetim devirebilecek kadar skandal bir sezon geçirme potansiyeline sahip bu takımla, Kandemir ve ekibinin yaptıkları mucizedir.
Koçlar düzeyinde sezonun öne çıkan isimleri Kandemir ve Itoudis; Avrupa genelinde de en çarpıcı 5 koç performansından ikisine imza attılar. Kandemir’e nazaran kıyas kabul etmez seçeneklere sahip Itoudis, Cska tarafından 2 senelik sözleşmeyle onurlandırılırken; Ahmet Kandemir’in payına düşen, oyunu bilmeyen çoğunluğun düzeysiz istifa çağrılarını eh iştelere çekmek oldu!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?