kirk penney ve tutku açık gibi doğrudan ilk beş sahaya çıkan iki önemli skorer kısasından yoksun karadeniz temsilcisini ilk çeyrek dışında pek de zorlanmadan mağlup ettiğimiz karşılaşma.
trabzon medical park'ın çiçeği burnunda koçu hakan demir'in sık sık çizgi ihlâli yapması bir ara gına getirdi. öyle üç-beş cm de değil. 2-3 metre sahanın içinde duruyor adam. hatta karşılaşmanın hakemlerinden birisi beşiktaş hücuma geçtiğinde rakip yarı saha doğru koşarken kendisine çarptı ve az kalsın yere kapaklanıyordu. ben trabzonlu oyuncuların yerinde olsam içeriye penetre edip aniden topu dışarıdaki hakan demir'e çıkartarak kendisine üçlük kullanma olanağı yaratmayı bile deneyebilirdim.
bunun dışında beşiktaş'ta fazla değişen bir şey yok. yine çok fazla dış atışa bağımlı oynuyoruz. colton iverson'u ilk çeyrek kullandık ve onun üzerinden 12 sayı bulduk ama kalan üç çeyrek boyunca kendisine doğru dürüst top indirmedik. adamın görevi diğer oyuncularımızın üçlükleri kaçtığı takdirde hücum ribaundu kovalamaktan ibaret. alırsa tekrar dışarıya çıkarıyor ve tekrar üç sayılık atış deniyoruz. basketbolda "iç-dış dengesi" denilen bir tabir vardır ve biz bundan gerçek anlamda bi'haber basketbol sergiliyoruz.
chris lofton kendisini çok fazla bunaltmayan bir savunma ile karşılaşınca skor üretti. doron, neden daha şimdiden taraftarın sevgilisi olduğunu kanıtlayan bir maç daha çıkardı. brad buckman rutin katkısını sundu.
son olarak hakemlere kısaca bir değineyim. deli murat'ı, ciğerci'yi masaya şikayet eden hakemden hakem falan olmaz. akatlar'ın ritüellerine engin kennerman, mehmet keseratar, murat biricik gibi "papaz" hakemler ayak uydurup bu adamları kanıksamışken, sizin bu ilkokul çocuğu hâliniz eğreti durdu açıkçası.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?