sonucu itibariyle fenerbahçe'nin şampiyonluğunu ilan ettiği karşılaşma.
beşiktaşlı futbolculara teknik ekibin sorumluluk almanın ne olduğunu, sorumluluk almadan üretken olunamayacağını kafasına vura vura anlatması gerekiyor. tüm vurdumduymazlığına rağmen fernandes ve töre ilk yarı bunu gerçekleştiren isimlerdi. ikinci yarı ikisinin yokluğu hücumda sıfırlanmamıza neden oldu. top ileride döndü dolaştı atiba'ya geldi sürekli. olcay toplu oyunda yok, holosko toplu oyunda yok, muhammed girer girmez o pas hatasını yaptıktan sonra hiç sorumluluk almadı. hâl böyle olunca ilk yarı hayvani goller kaçıran takımdan, ikinci yarı 1-1'e duacı takıma dönüştük. yazık yahu.
fernandes sana vurdumduymaz dedim ama kullanılabilecek en hafif tabiri kullandım yani. aklın kadıköy'de kalmış belli ama sen işi terbiyesizliğe götürüyorsun artık. istediğin sözleşmeyi alamayabilirsin, kulüple ve taraftarla duygusal bir bağ kuramamış olabilirsin ama bu senin itlik yapmanı gerektirmiyor. ben ki seni burada ne kadar savunmuş bir insanım, bana bile bu kelimeyi kullandırttın ya bravo sana. terbiyesiz adam.
bilic bir lafım da sana. iyi bir teknik adamı vasatlardan ayıran en önemli özellik çözüm üretme sanatıdır bunu unutma. oyuna müdahale de sadece oyuncu değiştirilerek edilmez, bunu da unutma. yedek kulubende bir oğuzhan yer alsa ne güzel olurdu değil mi? olurdu tabi ama her zaman yer almıyor işte. elinde nispeten iyi kadrosu olan teknik adamlar seni çözüyor, problem bu. b planın yok, problem bu. şimdi bunları söyleyince "fm oynayarak futbolu bildiğini sanan" olarak yaftalanabilirim -ki hiç öyle değil- ama görünen köy kılavuz istemez. mecburi töre-holosko değişikliğini inceleyelim örneğin. iki oyuncu da birbirine taban tabana zıt futbolcular, öyle mi? evet. peki değişiklikten sonra oynamaya çalıştığımız oyun anlayışında bir değişme oldu mu? hayır. bitti.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?