son derece oturmuş bir takım ile kazanması hayli zor bir deplasman maçına çıkmanın dezavantajıyla beşiktaş kariyerine başlamasına rağmen henrik dettmann'ın alnının akıyla çıkmayı başardığı karşılaşma. scottie reynolds 18 sayı 7 asist, john holland 16 sayı ile öne çıktı.
bir mucize mi söz konusu? hayır. ama basketbolun bir takım asgari şartları ve temel prensipleri var. "önce işe burada başlayalım" demiş finli hoca. henüz ilk çeyrekte çift haneli sayılarla geriye düşülmesine rağmen izmir gibi ateşli seyirci toplululuğunun yer aldığı bir deplasmanda geriye dönmesini bildi takım.
ilk etapta göze çarpan farklılık ise detmann'ın inisiyatifi skorer oyunculardan alıp tamamen oyun kuruculara vermesi ki scottie reynolds geldiğinden bu yana en iyi performansını sergileyerek oyuna ilk üç çeyrek damga vurdu. savunmada perde sonrası kısaları takip, yardımlaşma gibi prensipler harfiyen uygulanmaya gayret edildi. eli yüzü düzgün, üç tane pası arda arda yaptığımız hücum setleri izledik ki itiraf edelim bu tip organizasyonları özlemişiz.
son çeyrek pınar karşıyaka'nın baskılı savunmasına karşı topu rakip yarı alana taşımakta zorlanıp momentumu onlara verince bayağı bir duraksadık ancak john holland, kritik sayılarla bu bölümde bizi oyunun içinde tuttu. izmir ekibinin son hücumunda dettmann, bobby dixon'a top aldırtmayacak şekilde bir plan yaparak ufuk sarıca'nın oyuncularını dipten şut atmaya zorladı. oraya da ikili sıkıştırma getirince kaçırdılar ve maç geldi.
yeniden özgüven kazanmamız açısından harika bir galibiyet. ancak önümüzdeki hafta galatasaray liv hospital'i da yenemezsek bir anlamı kalmaz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?