sözlük formatına uyulması için yıllarca emek vermiş biri olarak, alt metinlerde format dışına çıkacağım, lakin üst metinde nefretle kınadığımı bildirdiğim, utanç verici durumdur...
bayrak olayına nasıl bakıyorsun diyorlar, şöyle bakıyorum;
aslen rum'um bilen bilir...
hatta çeyrek de ermeni...
ırkım, ural altay dağlarından, oğuzların kayı boyundan gelmiyor...
bildiğin roma kökenliyim...
bu topraklarda türk'ler yokken de vardım...
lakin zaman değişti, topraklar alındı verildi, giden gitti, gelen geldi...
10 göbeğe kadar kaydım var, varın gerisini siz düşünün, daha da bakmadım...
ama biliyorum;
ben bu bayrağın altında doğdum..!
bu vatanda doydum, sevdim, dost oldum, kardeş oldum, abi oldum, taraftar, yazar, insan oldum, aşık oldum...
rum asıllı türkiye cumhuriyeti vatandaşıyım...
ve türkiye cumhuriyeti vatandaşlarına türk dendiği için türk'üm...
her sabah okula girerken, andımızı okuduğumda da, bana bir ırkın dayatılmaya çalışılmadığını biliyordum...
türk'üm, doğruyum, çalışkanım demek ne güzel..!
bunu gururla da söylüyorum...
yıllarca birlikte oruç tuttuk, dua ettik, ben sizle camiye, siz benimle kiliseye geldiniz, bazen uzo içtik, bazen yeni rakı...
benimle, anlamını bilmediğiniz şarkılara hüzünlendiniz, sevindiniz...
yumurta tokuştuk, çörek yedik, ağladık, güldük, sen ben değil, biz olduk...
bunları söylerken ben, sirtaki yapıyorum, anadilimde konuşuyorum, kiliseme gidiyor, orucumu tutuyorum, rumca dinliyor, rumca söylüyorum...
bunları yaparken kendime ait mahkeme, kendime ait meclis, kendime ait milli eğitim, oturduğum yerin altındaki petrolden pay, bölgesel belediye ya da toprak istemiyorum...
bunu istemememin, ülkedeki herşeyin doğru gittiği anlamına gelmediğini biliyor, yeri geldiğinde özgürce eleştiriyorum...
dünyanın hiçbir yerinde yokken, devlet içinde devlet olmak isteyip, dağlara çıkıp, birbirimizi vurmak niyetinde olmadım asla...
vakti zamanında ben de haksızlıklar yaşadım, ötekileştirildim...
lakin asla ihanet etmedim, koskoca bir millete, bu ayıpları genellemedim...
bu bayrak altında yaşamaktan asla gocunmadım, gerilmedim...
bunun ideolojik bir tarafı yok, yüzyıllar önceki hesapları, bugünün normlarıyla yargılayamayız, yargılarsak herkesin haksız olduğu taraflar olur, olacaktır...
işin özü bu bayrakta hepimizin kanı, canı, emeği, ölüsü vardır...
şimdi;
o puşt, bayrak direğine çıkacak kadar büyüdüyse...
o direkten indirilecek kadar da büyümüş demektir..!
benim ülkemin marşı, ölüme giden şehitleri gibi dimdik ayakta dinlenir...
benim ülkemin bayrağının yeri;
göğün en tepesidir..!
bırak indirmeyi, indirmeyi "düşünen" babam olsa;
anlamam, tanımam, acımam..!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?