vidmar'ın eksikliğini fazlasıyla hissettiğimiz maç. hocaya sallayanlar, geçen seneki kadroya ağıtlar yakanlar yine çıktı tabi piyasaya. bu resmen şımarıklık yahu. sen tarihinde ilk kez euroleague oynuyorsun ve zaten bu sene için belirlediğin temel hedef top 16'ydı. onu da, euroleague gediklisi olan diğer 2 rakibine kıyasla (bütçe-performans kıyaslaması) çok daha iyi bir performansla başardın. şu maçta yenildin ama senin bilmemkaç katın bütçeye sahip olan, yıllardır euroleague oynayan efes, aynı deplasmandan 75-53 mağlup ayrıldı, 22 sayı fark yedi. tutku yok, vidmar yok, 10'un üzerinde top kaybı yapmışsın ama yine de ezici bir mağlubiyet almamışsın. neymiş, arroyo... bırakın artık şu geçen seneyi. milangaz ile beraber kapandı o sayfa, unutun artık. bu takımın başındaki adam erman kunter ya. sizin daha yarılamadığınız yolları defalarca gidip gelmiş, hepinizi cebinden çıkaracak bir insandan söz ediyoruz. ergin ataman gibi "anlık başarılar için her yol mübah" değil; "gerekirse kayıplar verelim ama artık bir sistem oturtalım, her sene sil baştan olmasın" diyen bir insandan söz ediyoruz. bir sezonda 4 kupa alınca herkes resmen şımardı. böyle olmaz. ne demişti hoca: "her maçtan sonra oyuncuların üzerinde baskı kurmayın. siz destek verin, baskıyı biz kuralım". yani diyor ki, "euroleague'de salon doluluğunda 16 takım arasında 15.'yiz" diyor. "ben de biliyorum arroyo'ya ne kadar ihtiyacımız olduğunu ama elimizden bir şey gelmiyor, biraz anlayış gösterin" diyor. nankör olmayın, saygısız olmayın. bunları da ben diyorum.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?