3 mart 2013 beşiktaş fenerbahçe maçı

newcastle
yüreğimizin pasını silmiş karşılaşmadır kuşkusuz. derbilerdeki makus talihimizin anasını bellemek manasında olsun, bu sezonki şanssızlıklarımızın alayının kulağına parmağımızı sokmak manasında olsun derin bir nefes aldırmıştır elbette.

amma ve lakin güzellikleri konuşurken unutmamamız gereken çok şey olduğunu söylemek gerekir diye düşünüyorum. sevinçlere turp sıkmak değil niyetim ama bir sakin b'olum. sivas maçında olduğu gibi bu maçtan da 3 puan aldık. yani kağıt üstünde yalnızca bir maç kazanmış olduk. ha nedir, puan cetveli ve fikstürü önümüze aldığımızda ümitvar olmamak elde değil ama insanı hedeflerinden şaşırtan hep beklenmeyen kayıplardır, unutulmasın.

(vurgula: gördüğüm kadarıyla yine bir fener galibiyeti hepimizin kafasını güzel yapmış durumda); umarım futbolcular da aynı havada değildir. bir kere çok rica ediyorum, kimse bu sezon şampiyonluk falan beklemesin. tekrar söylüyorum, amacım iç karartmak değil. bugün içine girdiğimiz beklentilerin bize mutsuzluk olarak geri dönmesi çok olası. zira, takım oynamıyor. iki kere iki dört. bu takım nefis mücadele ediyor, birbirine çok güzel kenetleniyor ama çok basit hatalar yapıyor.

veli kavlak, bizim adımıza dünün en kötülerindendi belki de. leblebi gibi top kazanmasına diyecek bir şey yok ama çok pozisyon hatası yaptığını söylemek lazım. fener'in oyun şablonu belli. orta saha sıkışırsa topu kanatlara yayarlar. orta sahadan gelecekleri zaman ise baroni ve emre kurar oyunu. şu durumda kilitlenmesi gereken adamlar belli yani. buna rağmen veli alanını çok boşalttı. inanılmaz derecede geriye yaslandı, kendi bölgesinde fener'e nefes aldıracak kadar topla oynama imkanı tanıdı. e tabi bu durum kaptan toro'nun ortadaki etkinliğini de azalttı haliyle. bu nedenle fener o kadar berbat bir gününde olmasına rağmen rahat rahat gelebildi kalemize.

sol kanada diyecek bir şey yok zaten, her şey ortada. ne gökhan süzen dirayet gösterebildi, ne olcay şahan gökhan'a yardım etti. olcay'ın kafa başka yerdeydi zaten maç boyunca, gol vuruşu dışında çok kötüydü. tomas sivok ve roberto hilbert dün adeta idare ettiler, vasat sayılabilecek bir performans sergilediler. mamadou niang, beklediğimden daha diri ve etkiliydi. joseph yobo neden oynamadı bilmiyorum ama iyi ki de oynamamış, zira bekir irtegün niang'ı kaldıramadı.

bu noktada çok özel birine parantez açmak isterim;

(bkz: manuel fernandes)

dünün beşiktaş adına tartışmasız en iyisiydi. maça çok kötü başladık, anlamsız bir biçimde geriye yaslandık, oynamalarına müsaade ettik ve en sonunda golü yedik. takımda kimse boşa çıkmıyor, tempo yapmıyor, 2-3 pas bile çeviremiyordu. bu nedenle gol de çok gecikmedi zaten. biz golü yedikten sonra tam kara kara düşünmeye başlamışken yine durduk yere bir gol kazandırdı bize hazretleri; resmen durduk yere... şöyle bir silkindirdi bu gol bizi. tıpkı 2003'teki d.kiev eşleşmesi gibi.[ybkz]swh[/ybkz][ybkz]swh[/ybkz] onun dışında her atak organizasyonunda, her topta kendisini görmek mümkündü. bunun da ötesinde milimetrik çalımlarıyla rakibin moralini de çok yıprattı. onun dünkü performansı, derbilerde oynamıyor eleştirisine iyi bir cevap olmuştur diye düşünüyorum.

fener dün yalnızca moussa sow ve biraz da emre belözoğlu ile ayakta kalmaya çalıştı ama genel olarak felaket durumdaydılar.

son olarak başta söylediğimi tekrarlayayım: bu takımın, bu sezon şampiyon olma ihtimali çok yüksek değil. bu galibiyet aldatıcı olmasın. biz yine desteğe devam edelim ama havaya girmeyelim. bunun en acı tecrübelerini geçmişte çokça yaşadığımızı düşünüyorum.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol