selam, ben mustafa denizli'ye taktik veren polis. bugün bu maçı sizler için izledim ve kafama takılanları not ettim deftere. öncelikle cezalı oyuncular konusunda size bir bilgi vereyim; karabük maçında stoperde ben oynayacağım. sonuçta ali güneş'ten iyiyim, bunu mustafa hoca da biliyor.
özet geçeceğim; koskoca bir ilk yarıyı harcadık, çöpe attık. mehmet akgün-hilbert ikilisinden savunma ve fizik gücü yüksek bir performans bekliyordu hoca ama daha maçın başında mehmet akgün ortadan kaybolmaya karar verince şaka gibi bir gol yedik. ilk yarıyı bizim için çöp haline getiren asıl faktör ise bu değişiklik değil, oyun tarzımızı terketmemiz oldu. bizim mantığımızda şişirme yok, tesadüf kovalamak yok. tık tık tık pas yapıp, boşu görüp hızla çıkarak gole gitmek var. e karşımızdaki rakip tam da buna uygundu, biz neden mantığımızı terkedip savunmacı bir kimlik belirliyoruz? kaldı ki biz savunma yapabiliyor muyuz? cık cık cık. ha buna rağmen hilbert net pozisyonu değerlendirse yine farklı bir maç olabilirdi, canın sağolsun kartal yürekli adam.
oğuzhan-fernandes ikilisinin birlikte oynaması hayati öneme sahip. neden? çünkü oğuzhan olmadığında tüm ofansif yük fernandes'e biniyor, normalde zaten zor bir olayken bir de sakatlıktan çıkamamış fernandes nasıl tüm bu olayı çekip çevirecek? olmuyor o iş. zaten ikinci yarı oğuzhan oyuna girince topu çevirdi, etkin olmaya çalıştı, hatta planlamadan da olsa melo'yu attırdı. ama olmadı hoca, koskoca ilk yarıyı çöpe attıktan sonra kolay olmuyor maç çevirmek.
sivok'a gelince, yine şöyle sesleneceğim kendisine;http://www.youtube.com/watch?v=St5T6HbBVAc [ybkz]swh[/ybkz]
dentinho'yu pek göremedik ama sneijder'dan daha olumlu bir intiba bıraktığı kesin. hareketliydi, bir şeyler yapmaya çabaladı, biçildi, faul aldı. beşiktaş'ın kendi futbolunu oynayabildiği maçlarda çok iş yapar.
maçın galatasaray kısmına gelince; sneijder tabi daha alışmadı fizik olarak hazır değil falan ama, bu ligde çok dayak yer. hürriyet güçer'le karşılaşmasını merakla bekliyorum.
melo pisliği muhtemelen en az 3 maç ceza alacak ki, galatasaray bu bahaneyle sezon sonu biletini keser. sen sneijder,drogba gibi adamlar alacaksın ama orta sahayı böyle bir adama emanet ediyorsun. melo'daki beyni kuşa taksan kuş uçmayı reddedip kendini denize atar. hadi form grafiği yüksek olsa vieira, roy keane gibi müsamaha gösterilebilir ama bu sezon o da yok. anlayacağınız kendisi gidici.
taraftarlara gelince, hala aynılar. benim bir türlü anlayamadığım bir tezahüratları var; 'beşiktaş/fenerbahçe köpeğine (x3) şampiyon cimbom yazacağız' bu ne anlama geliyor lan? bunu düşünmekten maçı takip edemedim bir ara. hayvana yaklaşımını açık eden aptalca bir tezahürat. köpek siksin sizi götünüzden, belki o zaman doğru düzgün karşılık verebilirsiniz.[ybkz]swh[/ybkz]
sonuç olarak; bu son olsun, bir daha ne olursa olsun oyun biçimimizi değiştirmeyelim, bu stili koruyup geliştirelim.
haydi kalk ayağa, yürü güneşe.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?