(bkz: rezalet)
tek tek değine değine yazacağım;
(bkz: chris lofton); okul bahçesinde oynadığımız ve sayı tutmadığımız maçlar vardı. işte o maçlarda bile oynatmam ben bu arkadaşı. maç içinde hiç bir olumlu hareketi yoktu. takım sürekli 4 kişi savunma yaptı. savunma adına elini bile uzatmadı. bırakın adam kovalamayı; yanından geçen adamın yoluna bile çıkmadı. hücumda hiç bir set içinde yer almadı. allah aşkına soruyorum sana ey sözlük; kendi potası altından aldığı topu sürerek rakip pota üç sayı çizgisine kadar getirip orada da hiç bir arkadaşına dahi bakmadan şut kullanan adama kim forma verir. sokak basketbolunu parkeye taşıyan hangi adama bu kadar katlanılır arkadaş? savunmada götünü yırtan o gariban türk oyuncular salak mı? devam edersem küfür edeceğim
(bkz: ahmet kandemir); maçın son 1 dakikasında turnike kaçıran caner topaloğluna bağırarak maçın faturasını alakasız bir oyuncuya çıkaran hoca. chris lofton'un kirvesi; manevi babası veya bir şeysi. takıma katkısı sınırlı desem, o bile değil. set üzerine iki çizimi yok. takım kaldır at sistemi ile oynuyor.
ilk çeyrekte 25 sayı yediğimiz maç. gerisinin amına koyiyim. net
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?