yok saha koşulları elverişsizdi yok oyuncumuz sakattı, elektrikler kesilmişti, inek dağa küsmüştü, kaleci, karpal tünel sendrorumuydu, forvetin ankara'dan abisi gelmişti, savunmacının gözüne toz kaçmıştı, armutun sapı, üzümün çöpü, dedemin romatizması, biliç'in yakın gözlüğü.. en çakal politikacılardan etkilenip bahane üretmeciliğinin sabancı'sı olmuşuz. hadi diyelim bunlar oldu, senin yine de kazanman gerekiyor müsabakayı. rövanşta iyi oynadığımızı, şansımızın da yaver gittiğini ve vikingleri devirdiğimizi varsayalım. ulan senin ülkende doğrudan ya da dolaylı bir kanaldan vatandaşının alması gereken meblağ ülke futbolcularına taksim ediliyor. muazzam bir balon pazar var. bahane üretmeden, tüm koşullarda senin bu balıkçılıktan elleri nasır tutmuş siktiğimin adamlarının takımını ekarte etmen gerekiyor. bunu geçsen bile üst turlarda spagettiçiler, tahta çarıklılar, saatçilere falan marizleneceksin. maçı izlemedim. hazırlık maçlarında da tehlikeyi sezmiştim. tek sevindiğim şey, takımda her şeyin yerli yerine oturmaya başlamasıdır. üç sene olmaz, dördüncü sene sebat edip bu yoldan şaşmazsak her şey çok güzel olacak.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?