her şeyden önce bombok bir zeminde oynanan maçtır. şampiyonlar ligi lan bu, grup maçı falan da değil, ikinci tur maçında şu sahaya bakın hele. ki bu da yenilenmiş hali. birçok pozisyonda hem galatasaraylılara ama daha çok schalkelilere zorluk çıkardı zemin. tabi real madrid enayi olduğu için ingiltere'den zemin mühendisi transfer ediyor, biz siirt'ten ziraat mühendisi getirir çözeriz.
maça gelince, savunmadaki ideal 3 ismi sahada olmayan schalke,[ybkz]swh[/ybkz] savunmada başlarda sallandı, hatta joel matip rezalet oynadı. burak'ın cristiano'ya verdiği gözdağı falan derken galatasaray rahatladı. ama ilk yarıda schalke sağda farfan solda bastos, ya da tam tersi, ile resmen futbol bienali sundu. biraz şanslı olsalar ilk yarıda 3 gol bulabilirlerdi, tabi hamit'in direkten dönen şutu da var önemli tehlike olarak.
galatasaray'ın yediği gol tam derslik. sen 1-0 öndesin, dakika 45, ama senin stoperin orta saha çizgisine çıkıp bir de top kaptırıyor. sadece bu maç özelinde değil, türk futbolunun kronik hastalıklarından biri işte.
ikinci yarı, ilk yarı kadar zevkli geçmedi, dar rotasyonlu schalke de karşılık veremedi rakibine. julian draxler maalesef bir lewis holtby değil, olamayacak gibi hatta. keller çok daha önceden barnetta'yı oyuna alsa işler değişebilirdi. huntelaar hem gününde değildi hem de formsuzdu.
sonuç olarak savunmada fuchs-papa-höwedes-uchida, ileride afellay, formda bir huntelaar olsa schalke galatasaray'ı paramparça edebileceğini gösterdi. eğer bu form grafiğini sürdürürlerse veltins'de zafer gelir. almanlar kupaya damga vurur bayern ve dortmund'u da düşünürsek. ich bin ich bin.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?