halen etkisinden çıkamadığım maç. üstüne kahve içtik, eve geldim yüzümü yıkadım yemek yiyeceğim birazdan,halen adrenalin damarlarımda etkinliğini koruyor.
maçı değerli yazarlarımız albatros ve newcastle ile izledim, bir önceki turda romanya ekibini 7 sayılık dezavantaja rağmen elemeyi başarmıştık ama bu sefer karşımızda iskandinav ekolünden hem de 11 sayı avantajla istanbul'a gelen bir takım vardı. ne kadar sıkı bir takım oldukları maç öncesi ısınma esnasında bile belli oluyordu.
maça müthiş başladık,fakat rakibin kalecisini etkilememiz lazımdı. kendisi de bir kaleci olan ve kaleci psikolojisinden anlayan yazarımız newcastle ile birlikte scott carson'u andıran haslum kalecisine 'keeper,keeper' diye bağırıp her golümüzden sonra '4 gol kaldı' gibi şeyler bağırmamızın yanı sıra bendeniz de affedersiniz kaleciye mütemadiyen ingilizlerin 'wanker' mealindeki hareketini yaptım.
kalecinin psikolojisi zayıf olsa gerek saçma sapan goller yemeye başladı, ilk yarıyı 9 sayı önde kapadık.
ikinci yarıda sessiz sakin tribünün önünde oynayan kaleci,ki adı henrik ruud tovas imiş, biraz önce öğrendim,bir anda panter kesildi,fark 6'da takılı kaldı. kalecimize mobbinge devam etmek amacıyla tribün değiştirdik fakat bu sefer de sus pus oturan tiplerin arasına düştük, laf aramızda, bize oturmamızı söyleyen kelli felli birine ayağa kalkmasını,oranın tribün olduğunu söyleyince kendisi kavga çıkardı ve bu kavga bir anda bulunduğumuz tribünü ateşledi. oturarak maç izleyen genç hentbolcular bizimle beraber ayağa kalkıp bağırmaya başladı, bu arada takım da tolga özbahar'ın müthiş performansıyla farkı açmaya başlamıştı.
maçın bitimine 2 dakika kala kaleciye 'hey keeper! it's over, it's all over' şeklinde bağırmamızdan sonra garibim ruud önce bir şaşırdı,kafasını çevirip süreyi kontrol etti,yakışıklı iskandinav yüzüne bir şapşallık oturdu,bir yandan da '1 gol daha yersem eleniriz,hassiktir' endişesine kapıldığını gizleyemedi. ve evet önce farkı 12'ye çıkardık,ardından müthiş bir savunmayla turu geçtik. gittiğim 4. hentbol maçı olmasına rağmen bu takımla gurur duyuyor, oyuncuların hepsini ailemden bireyler gibi görüyorum. helal olsun sizlere,helal olsun!
not: çok merak ediyorum bu maçı izlemeye yönetimden bir tek kişi bile geldi mi? umarım gelmişlerdir,umarım bu maçın öneminden haberleri vardır. çünkü bu maç hentbol dünyasında üçüncü dünya ülkesi konumundaki ülkemizin tüm zorluklara rağmen bu sporun en büyük ekollerinden birinin temsilcisini elemesi itibariyle adeta bir milli başarıdır. gönül ister ki yönetimimiz hentbol takımını ve teknik ekibini kabul etse,onları tebrik etse, bir de maaşlarını ödese.
edit: yapmadan duramam, türk medyasına selam çakayım buradan; (b: haslum geldi mazlum döndü)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?