40.000 civarında insanın katıldığı söylenen yürüyüş. kalabalığın bir ucu taksim'de, bir ucu agos gazetesi'nin önündeydi. ben de bu kalabalığın içindeydim. hatta öyle kalabalıktı ki, içinden çıkmakta epey zorlandım. bakmakla görmek arasındaki ayrımı yapamayan onca insanın saldırganca tepkilerine karşın, böyle büyük bir kalabalığın toplanmış olması umut verici. lince uğramayı göze alarak belirtmek isterim ki, şahsım adına rahatsız edici olan tek bir nokta vardı. o da hrant ın arkadaşları'ndan olan karin karakaşlı'nın yaptığı konuşmada değindiği bazı noktalardı. "95 yıldır inkâr ettiğiniz gibi.." ve "davayı bir türlü ergenekon'a bağlayamadılar.." şeklinde satırbaşları ile durumu özetleyebilirim sanırım. şahsen orada bulunma sebebim, aynı topraklarda, aynı bayrak altında kardeşçe yaşama fikrini desteklemekti. eminim ki pek çok kişi de bu sebeple oradaydı. olayın içinde örgüt olmadığı kararının çıkması büyük bir skandaldır, buna hiçbir lafım yok. ancak ergenekon denildiğinde orada bir durmak lazım diye düşünüyorum, zira adı geçen dava, bugün bir tiyatro oyunundan ibarettir. bu dava kapsamında içeride olan adamlardan biri [ybkz]swh[/ybkz], hrant dink davası'nın iç yüzünü yazdığı için oradadır. kaldı ki bu davayı ergenekon ile birleştirme fikri, zamanında gündeme gelmişti. ancak yapılmadı. o insanların çoğu suçsuz olduğu halde, polisler tarafından üretilen hayali delillerle içeride tutulurken, böyle bir fırsat (!) neden değerlendirilmedi diye sormak gerekir diye düşünüyorum. "örgüt yok" kararına tepkiyi kabul edebilirim ama "ergenekon'a bağlayamadılar!", bana göre oldukça talihsiz ve yersiz bir açıklama. bu tarz kışkırtıcı beyanatlarla, bazı kesimlerin ekmeğine yağ sürüldüğü kanısındayım. bunun dışında, orada olmak, umudun hep var olacağını görmek güzeldi. bir pankartta da belirtildiği gibi;
(bkz: umutsuzluğa alışma)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?