iyi ki gitmişim dediğim kutlama. kapalıya girerken 3 demirin üzerinden atlayıp, yere dökülen ayranın üzerine düştüm ama girebildim. 7.000 kişilik tribüne 26.000 kişi girmişiz sanırım.
saat tam 19.03'te kıvılcımlardan dolayı saçımız başımız yandı. milletle üst üste tezahürat yapıyorduk, bi baktım 10 saniyede koltuklar boşalmış kaçmış millet. o anda meşaleler yandı, havai fişekler patladı. kısacası anlatılmaz yaşanır.
''hesap sorsana'' diye bağırınca fikret orman'ın ''merak etmeyin'' demesi güzeldi. ama en güzel olayı süleyman seba'nın yaptığımız tezahüratlara karşı ayağa kalkıp gözlerinin dolu dolu bize bakmasıydı. sadece onun değil, hepimizin gözleri doldu o an.
haldun boysan müthişti. resmen coşkusuyla herkesi gaza getirdi. birol can çok iyiydi. hakan altun'un hastasıyız beşiktaş şarkısını hiç kimse beğenmedi bence. 110. yıl marşı da tam sevgiliden ayrılınca dinlenmelik şarkı gibi olmuş. marş gibi değil yani. bence tabi.
ajda pekkan susmak bilmedi. bayağı bi şarkı söyledi zaten ama o tıklım tıklım tribünü boşaltmayı da bildi. son ana kadar kalan taraftarlar olarak çok azdık. şarkı bitince tezahürat yapmaya çalıştık, yeni şarkıya başlayıp engel oldu. resmen heyecanımızı, coşkumuzu sömürdü kadın.
kutlama bitimi bazıları koltukları sökmeye kalktı. görevliler çok söylendi ama götürenler oldu yine.
sesimiz kısıldı, bacaklarımız ağrıdı ama iyi ki beşiktaşlıyız dedirtti kutlama. istanbul'da olup da gelmeyen büyük şey kaybetti bence.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?