brigate autonome, miglate ve höwedes'le birlikte güney tribününde izlediğimiz güzel maç.
havanın güzelliği ve maç saati bir araya gelince kendimi mayıs ayında zannettim. hava aydınlıkken maç izlemeyi özlemişim. tribünler tahmin ettiğim gibi doluydu keşke doğu da açık olsaydı.
maça gelirsek çok tutuk başladık. aslında klasik bir iç saha maçıydı bizim için takım deplasman formundan uzak maalesef iç sahada. iki duran topta tehlike yarattı bursaspor neyse ki ucuz atlattık. ersan adem gülüm atıldığı anda tribünde tam anlamıyla çıldırdım. gözüm karardı çünkü ne zaman iyi gitsek hep aynı şeyler oluyor. çok şükür bu kez hakemi de yendik.
ikinci yarı çok umutsuzdum aslında yenilmesek iyi diyordum ama gerek bursa'nın kötü bir takım olması gerek futbolcuların hırsı golü getirdi. çok önemli bir maç öncesi[ybkz]swh[/ybkz] çok önemli bir 3 puan aldık.
ikinci devre oynadığımız trabzonspor maçını saymazsak tüm maçlarda muazzam defans yaptık. atiba veli ikilisine ne söylesek az. rakibe o kadar çok basıyorlar ki oyun kurmalarına müsaade etmiyorlar. bu ikili bundan sonra ayrılmamalı gerekirse tuvalete bile birlikte gitsinler.
dönüş yolu her zamanki gibi çileliydi ama değdi. çok şükür yine dört dörtlük olduk. umarım bu sefer galatasaray karşısında havamız bozulmaz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?