beşiktaş'ın oö ve os olarak iki parçalı oyandığı maç. oğuzhan özyakup oyuna dahil olana kadar; (ki bu arada samet hocama iyi niyetlerimi gönderiyorum, neden oğuzhan 11 de yok,) yaratıcılıktan eser olmayan, sahayı koşu pisti gibi kuıllanan bir takım vardı sahada. futbolun temel güdüsü gol atmaya dahil; en ufak bir çabamız yoktu.
samet aybabanın açıklamalarına bakıyorum da; ilk yarı planımız rakibi durdurmaktı demiş. e hocam sen çok yaşa e mi? rakip senin onda bir bütçen ile kurulmuş antalyaspor be adam. ne durdurması? hadi diyelim amacın buydu; allan mcgregor hemen maçın başı o 2 refleksi göstermese ne olacaktı?
ikinci yarı takım oğuzhan ile top oynamayı hatırladı. önde baskıyı azıcık arttırınca rakip takım kalecisi saçmalamaya ne kadar yatkın olduğunu gösterdi bize. her topu taca vurdu. o dakikaya kadar sahada olmak istemeyen ferdi reyiz bile kıpırdadı
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?