12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı

david ginola
ömrü hayatımda ilk defa bir maçta fenerbahçe'nin kazanmasını isteyeceğim.

galatasaray uefa'yı aldığında tura çıkmıştım, süper kupa maçında fatih akyel sağ kanattan akarken, benim gözlerim jardel'i arıyordu... gençlerbirliği 2003-04 sezonunda uefa'da yardırırken, beşiktaş'ın maçıymış gibi beklerdim gençlerin maçlarını, filip daems valencia'ya o penaltıyı atarken heyecanlanan az sayıdaki insandan biri de bendim... aynı bir sezon önce mustafa özkan'ın, ali tandoğan'ın attığı gollere heyecanlanan az sayıdaki insan gibi...

hangi türk takımı avrupada maç yapsa desteklerim. bir defa futbolu seviyorum ve daha önemlisi taraf olmayı seviyorum. ancak bu (b: fenerbahçe) için geçerli değil. aslında fenerbahçe ile alakalı değil bu durum. benim futbol anlayışımda aziz yıldırım gibi adamlara yer yoktur.

benimle aynı kafada birçok insan var diye düşünüyorum. ve fenerbahçe taraftarının geneli; "(b: adam başarılı çekemiyorsunuz, biz en büyüğüz...)" vs. gibi klişelerle olayı çözerler kafalarında.

olay öyle değil aslında. galatasaray türk futbolunun çıktığı en yüksek noktada iken de ben galatasaray'ı destekledim avrupada... veya 4 yıl üst üste şampiyon olurken, uefa ve süper kupayı alırlarken, kısaca mevcut dönemin en iyisi onlarken ben hiç faruk süren'e küfrettiğimi hatırlamıyorum...

(b: fatih terim'li mor menekşeleri), (b: emre'li okan'lı inter'i) de destekledim ben. tıpkı (b: nihat'lı sociedad'ı) desteklediğim gibi.

tekrar ediyorum, ben futbolu seviyorum. ama bugün (b: aykut) milan'ın başına geçse destekler miyim? veya (b: arda)'yı destekliyor muyum? hayır. neticede ben bu adamları "türk" oldukları için desteklemiyorum. birinin herhangi bir millete ait olması benim zerre sikimde değil. bu zaten övünülecek bir olay da değil.

ben bu adamları seviyorum ve destekliyorum. türk futbolunun herhangi bir kulvarda ön plana çıkması, her hafta takip ettiğimiz ve aslında kocaman bir bütün olan bizleri mutlu ediyor. milli duygularla alakası yok bunun, vakıf olmak diyebiliriz.

bir önceki satırda da bahsettiğim o "(b: bütün)" aziz'i ve dahil olduğu kurumu kapsamaz. zira bunun sebebi aziz'in fenerbahçe'nin başına geldiği daha ilk günkü tavırlarından kaynaklanır. gelişen süreçte aziz her sene üstüne koyarak devam etti benim gibi insanların nefretini kazanmaya...

benim bu keskin tavrımı daha iyi özetler belki; ben ali şen'i çok severim. benim gözümde türkiyede futboldan anlayan ve bu oyunun kimyası hakkında konuştukları değerli olan az sayıda adamdan biridir. kişilik olarak da gayet keyifli bir adamdır.

diyorum ya konu fenerbahçe değil. sadece demiyorum, iyi niyetimi ispat etmek için fenerden örnek veriyorum amına koyayım... geldiğimiz nokta bu çünkü.

12 mayısta ki maça gelirsek, fenerbahçe'nin kazanmasını istiyorum, çünkü; bu maçı (b: galatasaray kazanırsa) şike muhabbeti hasır altı edilecek, galatasaray camiası şampiyonluğunu kutlarken, beşiktaş kendi başına açılmış sorunlarla mücadele etmeye devam edecek... her şey güllük gülistanlık olacak, tüm bu yaşanan kepazelik hiç olmamış gibi hayatımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz...

2 hafta sonra, hooop forlan geliyor, alanzinho gidiyor, ronaldinho geliyor... vs.

ama bu maçı (b: fenerbahçe kazanırsa); işte o zaman her şey kopacak. bu gerçekleşirse, altından kalkılmayacak bir tepki doğacak... neler olacağını ben kestiremiyorum şahsen ama şunu biliyorum ki, 3 temmuzdan beri yaşanan bu iğrenç senaryoyu kurgulayan insanlarla hesaplaşma vakti gelecek.

ben tff bu riski alamaz diye düşünüyorum. çok tuhaf hakem kararları olabilir bu maçta galatasaray lehine. başta da dediğim gibi umarım fenerbahçe kazanır bu maçı.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol