10 aralık 2011 ankara zirvesi

la bebe
(i: evet, soğuktu, hatta ne soğuğu be buz gibiydi.)
hatta öyle soğuktu ki; camları açsaydık içeriye sıcak hava bile girebilirdi.[ybkz]swh[/ybkz]

(i: evet, merkezden ziyadesiyle uzak bir yerdeydi.)
hatta öyle uzaktı ki; konya yolu'nda az daha ilerlesek konya'da bile zirve yaptık der, havamızı atardık.[ybkz]swh[/ybkz]

(i: evet, elimizdeki gereçler pek çok açıdan kısıtlıydı.)
hatta öyle kısıtlıydı ki; ağaçları kesip mızrak, camları kırıp bıçak, birbirimizi sağıp süt... öhm![ybkz]swh[/ybkz]

Fakat; öyle tatlı, öyle sımsıcak insanlar bir araya gelmişti ki, bir yerden sonra tüm aksilikleri hiçe sayar ve maneviyatlarımızın sıcaklığıyla ihya olur hale gelmiştik.[ybkz]swh[/ybkz] o yüzden iç rahatlığıyla ve en kısa şekliyle tanımlamak gerekirse; "zirvenin hasıydı" demek yerinde olacaktır sanıyorum.

daha önce türlü sebeplerle bulunamadığım zirvelere dair de; kendime, kafayı günde 37 kere duvara vurma şeklinde bir program hazırladım, bir dahaki zirveye kadar aksatmadan uygulamayı düşünüyorum.

zirvede zuhur eden güzel hadiselere dair de spoiler vermicem, vermem.
şimdi gelmeyenler düşünsün. dırırım.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol